Salı, Ağustos 26, 2008
GELİBOLU' DA OKÇULUK
- Gelibolu' da Okçuluk Antrenmanı - Video- (Kaynak: Gelibolu Org) ... >>>
- Gelibolu gibi ilçelerde okçuluk sporunun yapılması çok güzel bence; ulaşım sorunu yok, belediyelerin desteği güzel, insanlar birbirini tanıyor ve biliyor. Gelibolu' da herkezi birlik içinde gördüm, dostluklar çok daha güzel göründü gözüme. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda Gelibolu'nun sesini çok daha fazla duyacağız okçuluk alanında. Hakan Çakıroğlu ilk okçuluğa başladığı 1996 yılından bu yana Gelibolu' da okçuluğu yaydı ve çok geliştirdi. Kendisi tek başına yarışmalara gelirken şimdi onlarca okçu kardeşimiz Gelibolu'da ok atıyor.Üstüne üstlük Türkiye şampiyonu ve milli okçular bile yetişmeye başladı. Ama Emre kardeşimizin de emekleri gerçekten çok fazla, her yere yetişiyor maşallah.
- Bir çok çok spor dalına göre; (özellikle malzemeli sporlar içerisinde) , tabanı güçlü olma yolunda ilerleyen bir branş oldu artık okçuluk. Bu yarışma çocuklarımızda şunu gördüm; biz idareciler olarak okçuluk sporunu yapan evlatlarımızın yanında çok geride kalıyoruz.Daha doğrusu onlara çok iyi yetişme ortamı sağlayamıyoruz, maddi olarak destek veremiyoruz. Bizim çocuklarımız Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu olmaya hazırlar ama biz değiliz.
- Gelibolu' da; antrenör sorunu şimdilik çözülmüş, maddi destek de yeterli, ok atmak için açık alan var, ok atış salonuda yapılmaya başlanacakmış. Sadece okçuluğa ait antrenman ve yarışma yerlerinin olması en büyük etkenlerden bir başarı için. Sonrasında elit sporcuların maddi olarak desteklenmesi geliyor. Sporcuya bir amaç verilmesi, o doğrultuda planlı ve programlı çalışmak sonraki aşama. Tabi ki yöneticilerin her konuda sürekli desteği de en büyük etken. Gelibolu'da bunların çoğu var ve önümüzdeki yıllarda bir çok milli okçu kardeşimiz buradan yetişecek kanatindeyim.
- Bu yarışmaya en kalabalık katılan ve başarılı olan bölgelerimizden biri de Kayseri bölgesi oldu. Kayseri' de okçuluk sporu her konuda gelişti; tesisler yapıldı, kulüpler açıldı, sponsor destekleri çok yeterli olmasada var, milli sporcuları antrenör oldu ve yeni sporcular yetiştirmeye başladılar. Bu gelişmeler tabi ki bir futbol branşındaki gibi çok değil, fakat okçuluk sporu için yinede sevindirici ilerlemeler. Mersin, Bursa, Samsun, Elazığ gibi bir çok bölgede de okçuluk her gün gelişiyor. İnşaallah federasyonumuzda önümüzdeki seçimlerden sonra ileriye yönelik planlarla çalışmaya başlarda bu gelişmelere ayak uydurur, hatta önüne geçer...
- Gelibolu Okçuluk Yarışması -Video -(Kaynak : gelibolu.org) ... >>>
Pazar, Ağustos 17, 2008
OKÇU DOĞRUYU SÖYLER
- Çünkü özümüzden koptuk, çünkü tarihimizden koptuk, çünkü ecdadımızdan koptuk. Geçmişini unutan geleceğine yön veremez.
- Bakın devletimiz yıllardır Okçuluk Federasyonu'na belli bir para veriyor, bu paralarla (az çok önemli değil, önemli olan değerlendirebilmek) neler yapılmazdı. Tabi iyi yönetim ve gelen parayı nereye yönlendirdiğin önemli. Biz ne yaptık Antalya'ya 27 senede bir tane okçuluk sahası, öğün babam öğün ! Tam anlamıyla faal okçuluk sporu yapılan bölge sayısı yirmidir, (iyi bir yönetim ve yerel belediyelerle işbirliği içinde olup) niye yapılmadı yirmi tane okçuluk sahası. Her şehirde en az bir iki okulda neden okçuluk yok, kaliteli ve istİhdam edilmiş antrenör sayımız niye bu kadar az(sadece 4 kadrolu antrenör). Okçuluk bizim Ata sporumuz değilmi ?. 27 yıl önce doğan bir çocuğu okçu yapsaydık, şimdiye kadar olimpiyat şampiyonu olamazmıydı. Planlı olarak idare edilebilseydi, temel okçuluk malzemeleri bile üretilirdi bu 27 senede.
- Hangi üniversiteye gidildi de Türk okçuluk tarihi araştırması yaptırıldı. Atalarımız okçulukta nasıl bu kadar ileri seviyeye ulaşabildiler, o zamanki okçular nasıl çalışıyorlardı, ok atış teknikleri nasıldı, kullandıkları yay ve okların sırrı neydi , ecdadımızın üç kıtaya hakim olmasında okçuluğun rolu neydi, diye merak edildi mi ?
- ''Top menzilinin 500 m.' lerde olduğu zaman Osmanlı yaylarıyla atılan oklar 750 - 800 m.'ye gidiyordu. Atalarımızın attığı oklar haçlıların zırhlarını delip geçiyordu, bir Osmanlı okçusu bir savaşta 600 düşman askerini tek başına bertaraf edebiliyordu. Osmanlıların meşhur okçusu Tozkoparan İskender 2.5 m. yüksekliğndeki ranzasına bir sıçramada çıkabiliyordu. Başta II. Mahmut Han olmak üzere bir çok Osmanlı padişahı çok iyi birer okçuydu, bir çok padişah da yay ve ok ustasıydı. Başta İstanbul olmak üzere bir çok ilimizde ok meydanları mevcuttu ve şimdiki kulüplerin temelini oluşturdular (biz de ok meydanlarına gece kondu yaptık).''
- Kim biliyor bunları ? Bilmememiz gerekiyor, bilirsek biz de okçulukta başarılı oluruz. Atalarımız yapıyormuş biz neden yapmayalım deriz; damarlarımızdaki O asil kan uyanırda Dünya, Olimpiyat şampiyonu oluruz, mazallah !
- 27 yıldır okçuluk olarak bir tane bile olimpiyat madalyası kazandıramadık ülkemize. Türkiye'de okçuluk sporu hep yüzeysel ve günü kurtarma politikasıyla idare edildi, başarıda gelmedi. Aslında yüzeysel politikalarla idare edildi dedim ama benim anlayamadığım mesele planı ve programı olmayan bir idari zihniyet nasıl olurda bir FITA başkanı çıkartır(tabi ki uluslarası spor alanında başarılı insanlarımızla gurur duyuyoruz ama o ayrı bir konu). Uluslararası federasyon başkanı yetiştiren bir idare nasıl olurda bir Dünya ve Olimpiyat şampiyonu çıkartamaz, nasıl olurda Türk okçuluğunu Dünya'da belli bir yere getiremez. Hep beraber Dünya okçuluk organizasyonlarının bir parçası oluverdik, yarışmalarda derece almayı unuttuk herkes bize aferin desin diye uğraşır hale geldik.
- Akla gelen fikirlerden biri de; demek ki Türkiye' de okçuluk sporunu idare etmek, başarılı hale getirmek çok zor, Türkiye dışındaki uluslararası platformda okçuluğu geliştirmek daha kolay !...
- Olimpiyat oyunları bitiminde yine federasyon seçimleri var, bizim okçuluk federasyonumuz yine aynı yönetimle idare edilecek, seçilecek demiyorum çünkü idari yönetim aynen seçilerek görevine devam edecek, bunu herkes biliyor . Gönlümde yatan ideal; federasyonumuzun bundan sonra Türk okçuluğunu tam anlamıyla tabana yayması, binlerce çocuğumuzun okçulukla tanıştırmasıdır, bu çocuklarımızın da olimpiyat madalyası alacağına inanıyorum. Çok mu zor planlama yapılması; bakın genç ve kaliteli antrenörlerimiz var, verin biraz imkan nasıl sporcu yetiştiriyorlar.
- Hala iyimserim ve inanıyorum ki, biz Türk milleti olarak okçuluk sporunda çok başarılı oluruz.
- Söylenecek çok şey var ama şu an söylenemiyor, ileri de zamanı gelince onları da söyleriz inşaallah. Allah' tan başka kimseden korkumuz yok evelallah, sadece ata sporu olan okçuluğumuzu kalkındırmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Kimseye de bir kin ve öfkemiz de yoktur, kızmayız da. Çünkü bu dünya kimseye kalmaz, dünyalık isteyene Allah dünyalık versin,dünya ömrü çok kısadır ondada gözümüz yoktur Allahın izniyle. Saygılar.
- Kol kırılır yen içinde kalır, dedik.Yıllarca da öyle yaptık ...
Cuma, Haziran 13, 2008
TÜRKİYE' DE OKÇULUK SPORUNUN GELECEĞİ
Ben anket için yorum yazıcam,Galiba bi ben başaralı diye oy kullandım..Herzamanki gibi milletimiz kendini kötülemekte, başka milletlere özenmekte çok başarılı.Diğer ülkelerde okçuluk nasıl bilmiyorum o yüzden yorum yapamıcam başarılıdır değildir diye ama bu kadar da insan kendi ülkesini kötüleyemez artık.Eminim herkes doludur yeterince, simdi bi kişi federasyonu söyle boyle diye kötülese o kişiyi desteklicek şekilde onlarca yorum yazılır.Kurtulun şu önyargılardan arkadaslar ne güzel sporumuzu yapıyoruz karısan yok bişey yok, daha ne istiyosunuz? Okçulugu sırf başarı için mi yapıyosunuz da böyle başarısızız, yetersiziz diye oy kullanıyosunuz? 13 Haziran, 2008
2.- İsimsiz dedi ki...
Birincisi Bilmiyorsan araştır öğren ondan sonra yorum yaz ikincisi kimse burada önyargı ile yorum yazmıyor yarası olan gocunur üçüncüsü kimse geyik muhabbeti olsun diye spor yapmaz herkesin bir hedefi vardır oda yaptığı işte başarılı olmaktır asıl buraya saçma sapan yorumlar yazıp sen nereye varmaya çalışıyorsun. 15 Haziran, 2008
3.- İsimsiz dedi ki...
nerden bu sonuca vardınız? size göre herşey güllük gülistanlık öylemi? başarısı ortada olan kişi veya kurumları kimse kötülemez siz hangi başarıdan bahsediyorsunuz size göre okçuluk şu anda Türkiyede çok iyi durumdamıki? siz hangi ölçüyü baz alarak böyle anlamsız bir yorumda bulunabiliyoryorsunuz objektiflikten uzak olduğunuzu belli etmişsiniz bu yorumunuzla . 15 Haziran 2008
4.- İsimsiz dedi ki...
sen sormuşsun neden olumsuz oy veriyorsunuz diye sanada cevap verilmiş ne diye gocunuyorsun demekki kimse gelinen durumdan alınan sonuçlardan gidişattan hoşnut değil bir sen hoşnutsun anlaşılan bari kimliğinide yazda madalya taksınlar sana takdir ettiğin federasyondan. 16 Haziran, 2008
5.- İsimsiz dedi ki...
Hamdy'misin nesin kimin savunuculuğunu yapıyorsun sen savunduğun kesimlerin savunulacak bir icraatı olsada savunsan neysenekuru laf kalabalığı yapmak ve yorumculara sataşmaktan başka yaptığın bişeyde yok bu işlerle bu kadar alakalı isen federasyona hesap sor bakalım bunca senedir neden doğru dürüst bir başarı kazanılmamış neden istikrar sağlanamıyor sporcular neden bu kadar geri durumdalar neden yanlışlar tesbit edilip düzeltmiyor neden başarılı sporcular bu camiadan uzaklaşıyor kimse kalkıpta ya imkanlar kısıtlı şöyle böyle diye masal hikaye anlatmasın süper organizasyon yapmasını bilen adam nasıl sporcu yetiştirilir nasıl sahip çıkılır onuda bilecek bilmiyorsa bu işi yapmayacak. 16 Haziran 2008
6.- İsimsiz dedi ki...
bu sayfaya ilk kez yazıyorum birtakım kişiler kendi egolarını tatmin içinmi yazı ekliyor buraya yoksa aralarında özel bir hesaplaşmamı var bilemiyoruz ama yukarda okuduğum yazılar hiç hoş değil burda sözüm ona bir konu üzerine yorum yazdığını sanan kişiler birbirleriyle horoz dövüşü yapacaklarına ülkemizde bu spor nasıl iyi bir çizgiye getirilir bunlar üzerine kafa yorsalar veya önerilerde bulunsalar okçuluk sporunun gelişimi adına daha makul olur diye düşünüyorum.Saygılarımla...
18 Haziran, 2008
7.- İsimsiz dedi ki...
Arkadaş, herkes konu ile alakalı yorum yapsın başkalarına laf yetiştirmesin yoksa aynı durum tekrarlanır gider böyle sen onu dedin ben bunu derimle bu iş olmaz herkesin görüşü düşüncesi kendisini bağlar o yüzden bu ortamı şahsi kapışma arenası haline getirmeye kimsenin hakkı yok.
18 Haziran, 2008
8.-İsimsiz dedi ki...
Sayın Editör bu sayfayı okçuluk üzerine görüş ve yorumlar yapılsın diyemi koydunuz sitenize yoksa ağız dalaşı yapılsın diyemi şu sayfada yer alan yazılar hiç yakışık almıyor malesef siz sitenize yakıştırıyorsanız bişey diyemiyecem.
18 Haziran, 2008
9.-İsimsiz dedi ki...
Şu hamdymidir nedir şunu forum sayfasından atın be kardeşim kime muhalefet ediyo neyi savunuyo kime taraftarlık yapıyo bu şahıs kimliğini saklayıp illaki burdan birilerine laf atacak cevabını alıncada milleti şov yapmakla itham ediyo peki millet şov yapıyo sen ne yapıyorsun kimliğin açığa çıktığında bu kadar rahat atıp tutabilecekmisin?
18 Haziran, 2008
10.-Rıdvan Uzuntaş ; dedi ki...
- 27 yıldır okçuluk camiasında olan biri olarak şunu biliyorum ki; okçuluk sporu yapan insanlar mütevazi,kendini bilen,seviyeli,hoşgörülü ve durum değerlendirmesini çok iyi yapabilen kişilerdir.Buraya da objektif ve çözüm getiren yorumlar yapan kişiler gerçek okçulardır.Şunu bilinki saçma sapan ve konuyu saptırıcı yorum yapan kişiler okçuluk sporunun ileri gitmesini istemeyen ve okçu olmayı haketmeyen kimselerdir.Her ne olursa olsun okçuluk sporunun Türkiye'de bir ağırlığı ve saygınlığı vardır.Bunu bozmaya çalışanların aramızda yeri yoktur.
18 Haziran, 2008
11.-İsimsiz dedi ki...
Sayın Hocam bravo çok doğru yazmışsınız umarım bundan sonra buraya yorum yazacak kişiler laflarını iyi seçip yazarlar artık.
18 Haziran, 2008
12.-İsimsiz dedi ki...
hamdy sanırım hamdi demek istemiş yada yanlışlıkla (i) yerine (y)harfine basmış.inşallah türkçemizi yabancı kelimeleştirme gibi bir özentisi yoktur. öncelikle bu arkadaşa şu soruyu sormak isterim spor nedir? ne gibi yararları ve faydaları vardır .Sporcuların,hocaların ailelerin beklentileri nelerdir.?kişi ve ülkemiz için ne kadar önemlidir.?burada ki yorumların çoğunda ülkemiz sporcularının ve tabiki ata sporumuz olan okçuluğun dahada ileri gitmesi için uğraşı ve özverinin gerektiği onun için de işleyen bir sistemin olması durumunda, ülkemizin kazanacağı konusunda birleşiliyor, yoksa kimsenin birilerine veya başka ülkelere özendiği yok.
6/19/2008
13- İsimsiz dedi ki...
OKÇULUK SPORU NE ZAMAN BAŞA UĞUR BEY GİBİ BİADAM GELİRSE O ZAMAN DÜZELİR TÜRKİYEDE.BAŞKANDAN BAŞKA BÜTÜN FEDERASYON ÜYELERİ BİŞEYLER SÖLÜYOR,BAŞKAN N EYAPYOR.BİKERE BU ÜYELER (BAŞKANDA DAHİL OLMAK ÜZERE)SPORCULARI,DAHADA KÖTÜSÜ MİLLİ TAKIM SPORCULARINI NE KADAR TANIYOR.ONLARIN NORMAL HAYATDA NELER YAPTIKLARINI BİLİYOLARMI.ORALARA GİTMEK İÇİN NELERDEN VAZGEÇDİKLERİNİ BİLİYOLARMI.NERDEEEEEEEE.HEPSİ SADCE CEPLERİNE GİRECEK PARANIN PEŞİNDE.SPORCU KİMİN UMRUNDA.7/05/2008 10:32 PM
14- İsimsiz dedi ki...
- Güzel kardeşim, zaten uğur bey hala federasyonun gizli başkanı, sen merak etme.O da başkanken değişen bir şey olmadı,şimdide değişen bir şey yok.Şimdi dünya nın başkanı ya,hadi buyursun, Türkiye okçuluğunu yükseltsin.Koreli hocayı gönderdi buraya o kadar.Düzelmeeez...Buraya gelen,sanki sadece yarışma organizasyonu için geliyor.Sporcunun geleceğini kimse düşünmez. 7/14/2008 8:29 AM
15- İsimsiz dedi ki...
oncelikle sizi tebrik ederim okculukla ilgili web sitesi kurdugunuz icin,genelde yazilan yorumlara baktigimda herkes birilerini elestiriyor.sanmasinlarki yurtdisinda daha kolay bu sporu yapmak yaniliyorlar.cunku bagli oldugunuz klube yillik aidat oduyosunuz ayrica malzemelrinizi kendiniz aliyosunuz ve antrenor sizinle sadece haftada birkac saat ilgileniyor daha fazlasi icin ucret oduyosunuz,turkiyede boyle degil.antreman yerleri kosullari iyi ama sonucta para ile.sanirim yabancilarin genetik olarak disiplinle doguyorlar.sartlar ne olursa olsun yilmadan calisiyorlar.bakin yuzmede altin madalya alanlara ulkelere okyonusta kopekbaliklari ve daha bicok zarar veren canlilar var ama sampiyonlar ordan cikiyor.okculuktada insanlar disiplinli ve engellere ragmen yilmiyolarlar birbirlerini kiskanmiyorlar ulkeleri icin calisiyorlar.tek oluyorlar belkide bizdeki sorunda budur.biz onumuze bizi geceni gecmek istiyoruz buyuk yarismalarda da gecemiyoruz asil gecmemiz gerekenleri.evet antrenorde onemlidir ama sporcu bence daha onemli onun dusunce yapisi hazirlanmasi sonucta sporcu istemezse antrenor ne yapabilirkii.lutfen herkes sapkasini onune koysun ve ciddi ciddi bu konuda plan program yapilsin. 8/12/2008 4:17 PM
- GÖNDERİLERİNİZ GELDİKÇE İLAVE ETMEYE DEVAM EDECEĞİM ...
Çarşamba, Mayıs 28, 2008
Antalya -2008- Okçuluk Dünya Kupası' nın Değerlendirmesi
- Zekiye yine Milli takımın üstünde bir puan atarak Dünya' nın dev okçularıyla mücadele ediyor,bayan sporcularımıza başarılar diliyoruz.
-Kendisi gibi atmadıktan sonra Begül'ü NEDEN yarıştırıyorsunuz ki, bu kupada yarışmak zorundamıydı. Gelecek vadeden bir sporcunun psikolojisini pozitif yönde geliştirmek gerekmez mi ? Bir zamanlar gençlerde ok atarken İtalyan Toleto' yla çekişen bu sporcumuz değilmiydi. İtalyan okçu bu yarışma üst sıralarda yer alırken; sporcumuza yaptığımıza bakın.
- Allah'tan Avusturalya'lı okçu HOLMES Kellie takımında yer almadı ve ok atamadığı için Avusturalya takım olamadı da dört takım var, biz de makaralı bayan takımı olarak ilk dörde otomatik olarak girdik, yoksa beşinci olarak elenecektik. Bu şansı değerlendirelim, madalyaya en yakın makaralı bayan takımı görünüyor.Ferdi elemelerde de inşaallah iyi mücadele bekliyoruz sporcularımızdan.
- Compound yay erkeklerde özellikle Dinçer Ekiz' den 685 'in üzerinde puan bekliyorduk ama olmadı, erkeklerin hepsinin eleme turlarında ve takım atışlarında çok iyi mücadele edeceklerine eminim.
- Takımda ok atacak recurve yay erkek sporcularımız toplamda güzel puan çıkardılar, inşaallah eleme turlarında ve takım atışlarında da başarılı olurlar.
-
- Yarışmanın 2. günü:
- Bu gün yapılan ferdi eleme tur atışlarında ilk dörde kalamadık.
- Tüm sporcularımız elendi, en iyi performansı recurve yay bayanlarda Zekiye ilk 16 ya kalarak elde etti. Yarışmalarda, recurve yay bayanlarda yine Kore çok iyiydi, ilk dörde 3 sporcuları kaldı. -Compound yay erkek sporcularımız istenilen çıkışı yapamadılar.Bu kategoride Dejan SITAR yine final atacak, Avrupa Şamp. da 2. olan Slovak sporcu bu sefer şampiyon olabilir.
-Compound yay bayanlarda Sevin Kuzu tecrübeli Rus rakibi karşısında inanılmaz bir mücadele sergiledi, 113 puan atan sporcumuz 2 puanla rakibine elendi, rakibinin de övgüsünü alan Sevinç ilerisi için ümit verdi.Compound yay bayanlarda Rus sporcular ilk dörde kalamazken, Amerikalı ünlü isim VAN NATTA J (USA) ve İtalyan SALVI E (ITA) final atacaklar.
-Recurve yay erkeklerimizin hepsi ilk turda elendi, oysa Serdar ve Tunç' tan ümitliydik. Bu dalda ilk dörde bir Hintli,bir Amerikalı ve iki koreli sporcu kaldı.
-Ümitlerimiz yarınki takım yarışlarına kaldı, sporcularımıza takım atışlarında başarılar diliyoruz.
................................ -Resimler FITA' dan .
- Türkiye Bayan Compound Yay Sporcularımızın Yarışma Videosu : ... >>>
-Bu günkü takım atışları sonunda; recurve yay bayanlarda Kore, erkeklerde Hindistan şampiyon oldu. Compound yay bayanlarda Rusya şampiyon olurken, erkeklerde inanılmaz bir çekişme sonunda Amerika'yı geçen İtalya şampiyon oldu.
-Sahilde yapılan yarışmalarda; compound yay bayan takımımız ve recurve yay erkek takımımız 4. oldular.
- Ülkemizdeki bu turnuvada geçen yıl olduğu gibi yine derece alamadık.
- Yine yarışma organizasyonunu güzel yaptık !
- Yarışmanın 4. günü :
- Kore' liler recurve yay dalında yine şov yaptılar; ferdi elemeler sonunda bayanlarda ve erkeklerde 1. ve 3. sırayı aldılar.
- Compound yay dalında İtalyanlar hem bayanlarda hemde erkeklerde ferdi birincilikleri aldılar. Amerikalı erkekler bu sefer ferdi derece alamadı.
- Bu sonuçlardan sonra şükretmek lazım, Pekin olimpiyat oyunlarına okçuluk dalında, (o da sporcularımızın ferdi gayretleriyle tabi ki) iki sporcuyla katılabilmemiz çok büyük başarıymış !
- Bundan sonra detaylı yorum yapmayacağım .
- Yıllardır neden okçulukta bir sistem kurulamadı demiyeceğim.
- Ata sporumuz olan okçuluk neden tabana yayılamadı, halk sporu yapılamadı demiyeceğim.
- Daha bir çok şey demiyeceğim, çünkü hiç bir şey değişmiyor.
- Allah; art niyetsiz, samimi, insana faydalı ve Türk okçuluğuna faydalı işler yapacak insanların yardımcısı olsun, vesselam. SAYGILAR .
Cuma, Mayıs 23, 2008
Pekin Olimpiyat Oyunlarına Katılacak Spor Dalları
PEKİN'E 12 DALDA 58 SPORCU
Pekin'de 8-24 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek Olimpiyat Oyunları'na Türkiye şu ana kadar 58 sporcu ile katılma hakkını elde etti.
Türkiye bugüne kadar; atletizmde 13, güreşte 12, yüzmede 7, halterde 6, yelkende 5, boks ve tekvando da 4, masa tenisi ve okçulukta 2, atıcılık, judo ve bisiklette ise 1 sporcu ile olimpiyatlara katılma hakkı kazandı.
Olimpiyat Oyunları'na katılım barajının aşıldığı branşlar ve sporcular ise şöyle:
ATLETİZM
1- Elvan Abeylegesse (5 bin ve 10 bin metre) A Barajını geçti
2- Nevin Yanıt (100 metre engelli) A Barajını geçti
3- Halil Akkaş (8000 metre) A Barajını geçti
4- Eşref Apak (Çekiç Atma) A Barajını geçti
5- Özge Gürler (400 metre engelli) B Barajını geçti,
6- Türkan Erişmiş (3 bin metre) B Barajını geçti
7- Bahar Doğan (maraton) B Barajını geçti
8- Yeliz Ay Yıldız (20 kilometre yürüyüş) B Barajını geçti
9- Ercüment Olgundeniz (disk atma) B Barajını geçti
10- Svetlana Sudak (çekiç atma) B Barajını geçti
11- Abdil Ceylan (maraton) B Barajını geçti
12- Selim Bayrak (5000-10000 M)
13- Recep Çelik (20Km. yürüyüş) B barajını geçti
GÜREŞ
Serbestte, 55,60,66,74,84, 96 ve 120 grekoromende ise, 60,74,84,96,120 kilolarda kota alındı.
ATICILIK
Yusuf Dikeç (Havalı tabanca - 50 metre serbest tabanca)
YELKEN
Ertuğrul İçingir RS:x sınıfında,
Kemal Muslubaş Laser sınıfında,
Ali Kemal Tüfekci Finn sınıfında,
Deniz Çınar ve Ateş Çınar 470 sınıfında kota aldı.
JUDO
73 kiloda Sezer Huysuz kota aldı.
YÜZME
Kaan Tayla (50 metre serbest) B Barajını geçti
Derya Büyükuncu (100 metre - 200 metre sırtüstü) B Barajını geçti
Gülşah Günenç(200 m kelebek) B barajını geçti
Ömer Arslanoğlu (100 m kurbağalama) B barajını geçti
İris Rozenberger (100 m kelebek) B barajını geçti.
Serkan Atasay (200 m karışık) B barajını geçti
Volkan Atakan (100 m sırt üstü) B barajını geçti
OKÇULUK
Yusuf Göktuğ Ergin (FITA Round erkekler)
Zekiye Keskin Şatır olimpiyat kotasını aştı.
HALTER
4 erkek ve 2 bayan sporcu için kota kazanıldı.
BOKS
Yakup Kılıç (57), Onur Şipal (60), Adem Kılıççı (69), Furkan Ulaş Memiş(51) olimpiyat kotasını aldılar.
BİSİKLET
Bilal Akgül olimpiyat kotasını geçti.
TEKVANDO
Bahri Tanrıkulu,Servet Tazegül, Azize Tanrıkulu, Sibel Güler olimpiyat kotasını aştılar.
MASA TENİSİ
Melek Hu
Cem Zeng olimpiyat kotasını aldılar.
.
- Kaynak : GSGM sitesi
-
Pazartesi, Mayıs 19, 2008
Okçular,sporcular ve eğitimciler; işte Şatır' lar
Onlar evli olmalarına rağmen belki de en fazla ok ve yayla muhabbet kuruyor. Evet, Okçuluk Milli Takımı'nın başarılı iki ismi Zekiye Keskin Şatır ve Serdar Şatır'dan bahsediyoruz.
Yıllardır okçulukla uğraşan çift, bugünlerde tatlı bir gayret içinde. Daha önce olimpiyat oyunları, dünya ve Avrupa şampiyonalarında ülkemizi temsil eden Zekiye, geçtiğimiz günlerde 2008 Pekin Olimpiyatları vizesini almayı başardı. Zekiye, geçen hafta Fransa'nın Vitel şehrinde başlayan Avrupa Okçuluk Şampiyonası'nda 54 sporcu arasında 6. oldu. İlk altı içinde olimpiyatlara katılacak sadece 3 sporcu vardı, bunlardan ilki de milli sporcu Zekiye Keskin Şatır'dı. Milli sporcunun eşi de olimpiyatlarda yay tutabilmek için var gücüyle gayret sarf etti ama ancak 21. olabildi. Hayatı daima sporla hemdem olan Zekiye, okçulukla birlikte beden eğitimi öğretmenliğini aynı anda yürütüyor. Hatta milli sporcu işini o kadar çok seviyor ki 2005 Akdeniz Oyunları'na 7,5 aylık hamileyken çıkmış ve gümüş madalya kazanmıştı.
Bu yılki en büyük hedefinin olimpiyatlar olduğunu belirten Zekiye, bir türlü kürsüye çıkamadığı olimpiyatlarda dereceye girmeyi istediğini söylüyor. Kısa sürede ciddi hamleler yapan Anafen Koleji Spor Kulübü'ne bu yıl transfer olan Zekiye, 2004 Atina Olimpiyat Oyunları'nda ferdi 17., 2000 Sydney Olimpiyat Oyunları'nda takımda 4. olmuştu. Avrupa şampiyonluğu bulunan milli sporcuyu kulüplerine almaktan dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirten Anafen Koleji Genel Müdürü ve Spor Kulübü Başkanı Reşit Taşdemir, "Sporculuk hayatı ve eğiticilik yönüyle Zekiye, bizim için çok önemli bir sporcu. Öğrencilerimize örnek gösterdiğimiz bir kişiliğe sahip. Zekiye'nin, geleceğimizin aydınlık dünyasını oluşturacak gençlerimize ata sporumuz okçuluğu sevdirip, ülkemizi yurtdışında başarıyla temsil edeceğine inanıyoruz." diyor. Bilim olimpiyatlarında pek çok derece aldıklarını belirten Taşdemir, Zekiye'yle birlikte spor olimpiyatlarında da madalya almayı arzuladıklarını söylüyor. Ayrıca Şatır, sporculuğunun yanında Anafen okullarında okçuluk kulübü çalışmalarını da yürüterek geleceğin milli takımına sporcular yetiştiriyor.
Nurullah Kaya
18 Mayıs 2008, Pazar
- Kaynak : http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=690958
Cuma, Mayıs 02, 2008
İlbahar Okları Okçuluk Yarışması' nın Ardından
- Ayrıca bu yarışmada 661- puan gibi Dünya standardında puan atan Cevdet Demiral' dan bahsetmeden geçemeyeceğim, kendisini tebrik ederim. Bu sporcumuzun da elinden tutalım, inanıyorum ileride uluslararası alanda çok güzel başarılar elde edecek.
- Sezonun ilk açık hava yarışması olan İlbahar Okları Okçuluk Yarışmanın sonunda önemli bir süreç başladı. İlki Avrupa Şampiyonası' nda kota alma savaşı, ikincisi ekim ayındaki Yıldızlar ve Gençler Dünya Okçuluk Şampiyonası hazırlıkları, birde mayıs sonunda Dünya Kupasının 3. ayağı var. Bu yarışmaların hazırlıkları sürecek, birde takım halinde Olimpiyatlara katılabilsek ne kadar güzel olacak. Olimpiyatlara takım halinde katılmak için verilen uğraş nedeniyle için compound yay sporcularımız bir çok yarışmaya götürülmediler ve motivasyonları epey düştü ama inşaallah bu sabırlarına değer de kota alırız, canı gönülden ülkemiz adına seviniriz.
- Gelelim gençler ve yıldızlara; ekim ayına çok var görünüyor ama çocuklarımızın hiç biri hala hazır görünmüyor. Önümüzdeki Mersin yarışmasından sonra kamplaramı alırız, bölgelerinde antrenörleriylemi sıkı çalışırlar bilemem ama Türkiyede yapılacak bir Okçuluk Dünya Şampiyonası'nda lütfen artık ön plana çıkalım da madalyaları toplayalım. Bizim ülkemizde ve insanlarımızın seyredeceği bir yarışmada başarılı olmak okçuluk sporuna talebin artması demek,okçuluğun geleceğinin belkide bu yarışmayla planlanması demek, okçuluk sporuna sağlanan finansmanın artması demek ve de çok güzel bir reklam demek. Ben inanıyorum ki yetkililer bunun farkındadır ve gerekenleri yapcaklardır. Spor dolu günler, saygılar .
Perşembe, Nisan 17, 2008
İlkbahar Okları Yarışması (Büyük-Genç) 26-27 Nisan 2008, Antalya
- Yarışma esnasında konaklamak için akrapol hotelle konuştum ama sahibi bana karşı çok soğuk davrandı, herhalde az sporcuyla geleceğim diye, daha önceden receptiondan yer ayırtmama rağmen yer yok dedi. Daha önceki yarışmada da yer ayırtmıştık ama diğer guruplar daha kalabalık diye bizi başka otele göndermişlerdi, müşteriyemi yoksa başka şeylere mi değer veriliyor bu müessesede anlamadım, tuhaf kendileri bilir.
- Yarışmada konaklama sorunu çeken arkadaşlar varsa, ben Konyaaltı' nda Hazan Hotel 'de kalacağım. Tabi ki sizin tercihiniz ama; temiz,sabah-akşam yemek de var, fiyatıda çok uygun. İlgili Dilek Hanım'ın teli: 0543 3027555. Web adresi; HAZAN HOTEL ... >>>
-TAVSİYELER:
a- Sporcularımıza şapka mutlaka alalım,
b- Kıyafet yönetmeliğine uyalım,
c- Sporcularımıza yarışma esnasında enerji için muz verebiliriz,
d-Antalya'nın rüzgarı ve yağmuru meşhurdur bilginize,
e-
Cuma, Nisan 04, 2008
Okçuluk Dünya Kupası 1. ayağı, 1-5 Nisan 2008
-YARIŞMANIN DEĞERLENDİRMESİ :
- NİHAİ TAKIM SIRALAMA ... >>>
- RECURVE YAY BAYAN TAKIM ELEME TURLARI ...>>>
- Compound Yay Bayan Takım Eleme Turları ... >>>
-Compound Yay Erkek Takım Eleme Turları ... >>>
- Recurve Yay Bayanlar Eleme Tur Atışları Sonuçları ... >>>
- OK OK FİNAL YARIŞMALARINI SEYREDİN ... >>>
2- BUDEN Ivana CRO 676 / 6 BYE 106 111 112 115 97
3- LOGINOVA Albina RUS 681 / 2 BYE 113 110 112 106 112 T9
4- BOUILLOT Amandine FRA 679 / 4 BYE 109 109 109 111 112 T8
1- COUSINS Dave USA 700 / 6 117 118 113 115 116 111
2- TIMMS Robert AUS 690 / 16 115 117 114 115 115 108
3- COGHLAN Patrick AUS 695 / 12 115 114 115 112 114 113
4- GRIMWOOD Liam GBR 681 / 34 118 117 113 114 114 102
2- ERDYNIYEVA Natalya RUS 649 / 1 94 107 108 110 103 101
3- SCHUH Berengere FRA 618 / 28 106 107 97 108 102 101
4- UNRUH Lisa GER 589 / 47 102 102 97 104 102 91
2- KUO Cheng Wei TPE 670 / 1 106 109 102 109 108 104
3- TSYREMPILOV Baljinima RUS 669 / 3 109 110 109 109 107 110
4- RAI Tarundeep IND 667 / 5 109 110 111 108 106 99
- Yarışmadan Notlar :
- Recurve yay kategorisinde iki İtalyan sporcu, compound yay kategorisinde de iki Amerikalı sporcu şampiyon oldu. Detaylı Haber... >>>
Archery World Champs - Archive 1961 - Oslo (FITA' dan)
Salı, Nisan 01, 2008
Pazar, Mart 23, 2008
Okçuluk Milli Takımı Kampa Girdi
21 Mart 2008 Cuma 10:37
Dominik Cumhuriyeti'nde düzenlenecek World Cup 1. ayağına katılacak Okçuluk Türk Milli Takımı, Antalya'da hazırlıklarını sürdürüyor.
Dominik Cumhuriyeti'nin başkenti Santo Domingo kentinde 1-5 Nisan tarihlerinde düzenlenecek World Cup 1. ayağına katılacak Okçuluk Türk Milli Takımı, teknik direktör Kim Jeong-Ho, Antrenörler Cumhur Yavaş ve Vladimer Lekveishvili gözetiminde hazırlıklarını sürdürüyor. Okçuluk tesislerinde bir hafta önce kampa giren milli takımda, 4 erkek ve 3 bayan sporcu yer alıyor. 29 Mart'a kadar çalışmalarını Antalya'da sürdürecek milli takım, daha sonra Dominik Cumhuriyeti'ne gidecek. Milli takım, ardından Nisan ayının sonlarına doğru Hırvatistan'da gerçekleşecek World Cup 2. ayağına katılacak. Antrenör Cumhur Yavaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hedeflerinin 15 Mayısta Fransa'da düzenlenecek Avrupa Okçuluk Şampiyonası olduğunu söyledi. Yavaş, World Cup'un her iki ayağının Avrupa Şampiyonası için hazırlık niteliğinde olduğunu dile getirerek, ''Avrupa Şampiyonası bizim için çok önemli. Burada elde edeceğimiz derece ile Olimpiyatlara sporcu göndereceğiz. World Cup'ta da sporcularımızın performansını göreceğiz'' dedi.
- Kaynak : http://www.sporstudyo.com/news_detail.php?id=26640
Çarşamba, Mart 12, 2008
2008 Salon Okçuluk Avrupa Şampiyonası'nın Ardından
Compound yay büyük erkek takımız 4. oldu hemde dev gibi bir İtalya’yı eledi hem de takımda as sporcularımız olmadığı halde, Dinçer ve Emre de bu takıma dahil edilseydi kesin derece de alırdık.
Ayrıca recurve yay genç erkek ve bayan takımılarımız ve compound yay genç erkek takımımız da 4. oldu ; 4.'ncü olan bu takımlarımız 1.'nci de olabilirdi.
Ferdi derecelerimiz olmadı; ben özellikle recurve yay genç bayan ve erkeklerden ayrıca compound yay genç erkeklerimizden ferdi derece bekliyordum. İnşaallah açık hava Avrupa şampiyonasında ve de Türkiye'deki açıkhava Dünya Gençler Okçuluk Şampiyonası'nda gençlerimiz derece alırlar.
Kore’li Hocamızın millitakımın başında ilk yurt dışı yarışmasıydı, takımı ve antrenörlerimizi yarışma esnasında analiz etme fırsatını buldu.
Recurve yay bayan takımının derece yapamayacağı daha gitmeden belliydi, nasıl belliydi? Çünkü bu takımda Zekiye ve Merve de olmalıydı. Zaten bayanlarda olimpiyat kotasını almak için uğraş vereceğimiz kadroda Zekiye olmazsa işimiz zor. Hatırlayacağınız gibi daha önceden Zekiye zamansız ceza almasaydı zaten bayan takımımız şu an olimpiyat kotasını almıştı bile.
Koreli Hoca sporcuları tam tanımadığı için birkaç hatalı seçim yaptı ama yinede Türkiye şartlarında kendi seçme kriterleriyle, yeni gelmiş bir hoca olarak bence iyi kadro kurdu. Kim Hoca bize lazım ve ileride çok faydasını göreceğiz tabii ki uzun vadeli kalırsa.
Yarışmaya compound genç bayanlarda götürülseydi onlarında derece şansları yüksekti, genelde puanlara baktığımızda bizim sporcularımızın puanları iyi durumda gözüküyor.
Türkiye'de Ekim ayında yapılacak Gençler Dünya Okçuluk Şampiyonası'na şimdiden gençlerimizin hepsini alıp kamplarda eğitmemiz gerekir. Neden eğitmek diyorum, çünkü bizim çocuklarımızın eleme tur atış eksiklikleri var ,bol bol eleme tur atışlarına çalışmaları gerek, kendilerine olan güvenlerinin arttırlıması da gerekiyor.Ayrıca cocuklarımıza zihinsel antrenman çalışmaları ve yarışmaya çok kısa zamanda konsantre olma çalışmaları da yaptırmamız şart.
Gelelim kalıcı ve başarılı sporcuların artması için yapılması gerekenlere; yapılması gereken çok basit, profesyonelliğe geçiş. Yani maaşlı sporcuların olması için gerekli zemin ve yasal prosedürün oluşturulması, tabi ki kolay değil ama sponsor bağlantılı en azından çok başarılı bir kaç sporcumuzla başlayabiliriz bu işe. Ayrıca minik sporcularımızdan başlayarak yıldız ve genç sporcularımızın çok iyi takip edilmesi gerekiyor. Dediğim gibi çok başarılı olan genç sporcularımızı da profesyonelliğe ilk adım için okullarının garanti altına alınması ve okul masraflarının belli bir bölümünün bile olsa karşılanması, ileride de meslekleri için de plan yapılması şart. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi okçuluk yapılan bölgelerde en az iki okulu pilot okul seçip, bu okullara okçuluk külüpleri kurturtmalı ve buraları okçu kaynağı yapmalıyız. Bağlı bulunan belediyelerede okçuluk antrenman salon ve sahaları yaptırtmalıyız.
Bizim için bu yarışmadan sonrası daha önemli; olimpiyat kotası için uğraş vereceğimiz çok zor günler var önümüzde, gerçekten Kim Hoca ve kadrodaki sporcularımıza çok iş düşüyor.İnşaallah güzel başarılar elde ederiz. Ayrıca ülkemize uluslararası yarışma almakla iş bitmiyor bu yarışmalarda derece elde etmek lazım. Ekim ayında Antalya'da yapılacak olan Gençler Dünya Şampiyonası hazırlıklarına şimdiden bölgelerimizde başlamamız lazım. Federasyonun; yetişmiş genç sporclarımızın olduğu bölge antrenörleriyle hemen dialaoğa geçmesi ve o sporcularımızın daha verimli çalıştırılması için gereğinin yapılması gerekiyor.
NOT : Yukarıda yazdıklarım benim şahsi düşüncelerim. 26 yıldır okçuluk camiasında olan biri olarak kendi tecrübelerim ve bilgim doğrultusunda fikirlerimi belirtmeye çalışıyorum. Ayrıca, yazılarımı takip edip bana yardımcı olan okçuluk sevenlere teşekkür ederim.
Çarşamba, Mart 05, 2008
KOLAY YAY YAPIM TEKNİĞİ
Dünya üzerinde binlerce yıldır yay yapılmakta ve kullanılmaktadır. Bilinen yayların hepsinin yapımını anlatmak bu aşamada beni aşar. Bu yazıda tek parça tahtadan yapılan (internette aramak isterseniz: self bow), İngiliz uzun yayı (long bow) ve Amerikan yerlilerinin yassı yayının (flat bow) nasıl yapıldığını anlatmaya çalışayım.
Bu tip yaylar için birçok ağaç türü kullanılabilirse de birinci sırada gelenler uzun yay için "porsuk ağacı" (yew), yassı yay için "osage orange"dır (Amerika'da bulunan bir ağaç türü, bildiğim kadarıyla Türkiye'de yetişmiyor). Kara ağaç,akça ağaç ve dişbudak ağacı ikinci sırada gelir (Türk yayı yapımında akça ağaç bir numaradır) . Ayrıca ceviz, ardıç,yabani fındık, akasya, kiraz ve başka birçok ağaçtan da yay yapılabilir. İyi bir yay yapmak için bir ağaç dalı veya genç bir sürgün değil 10-20cmlik bir kütük gereklidir. Daha ince bir ağaçtan yapacağınız yay kısa sürede deforme olur, çok kalın bir ağaçla işe başlarsanız da çok fazla malzeme ziyan olur. Çünkü elinizdeki kütüğü elma dilimler gibi dilimlemeniz gerklidir (bkz. şekil 1). 4 ila 6 cm genişlikteki bir dilimin kabuğu soyulduktan sonra dıştan 3-4cm'lik bölümü (bazı ağaç tiplerinde dış katmanların da bir bölümünün yontulması gerekir,yazının devamında değinilecek) yay yapımı için kullanılır.Kütüğün boyu yapacağınız yayın tipine göre 160-200cm arasında olmalıdır. Bu boyda malzeme bulamazsanız yayı iki parça olarak da yapabilirsiniz (yazının devamında değinilecek). İdeali kütüğü balyoz ve kama kullanarak yarmaktır. Bu şekilde liflerin kütüğün bir ucundan bir ucundan bir ucuna nasıl uzandığını görebilirsiniz. Yayı liflerin yapısına göre şekillendirmeniz gerekir. Liflerin boydan boya akışını kesecek olursanız (bkz. şekil 2a), bir süre sonra lifler birbirinden ayrılır ve yay kırılır. Lifler bir uçta bir uca helezon şeklinde uzanıyor olabilir veya büyük bir budağın etrafından geçerken yanlara deplase olmuş olabilir (bkz. şekil 2b).Bu durumda ya eğri bir yayı kabullenir ya da eğri olan dilimleri hiç kullanmazsınız . Zaten siz dıştan düzgün görünecek şekilde yontsanızda yay liflerin akışına göre çalışır. Eğer kütüğü hızarla biçtirmek zorundaysanız ihtiyacınız olanın iki katı genişlikte (8-10cm) biçtirebilir, sonradan lifleri takip ederek yontabilirsiniz.
Bu şekilde hazırlanan parçalar (bow staff) iki ucu vernik veya bal mumuyla kaplandıktan sonra 1-2 yıl kurumaya bırakılır. Uçları mühürlemek kuruma sırasında oluşacak çatlamayı azaltmaya yarar. Bu kadar bekleyemem diyorsanız kerestecilerden malzeme alıp direkt kullanabilrsiniz. Bu durumda da fırınlanmıştan ziyade kendi halinde kurutulmuş malzemeyi tercih edin. Fırınlanmış ağaç yay yapımı için çok kuru olabilir. Kütük bulamazsanız da lif yapısı uygun düz kesilmiş (kereste güzel görünsün diye genellikle çapraz kesilir, bu şekilde kesilmiş ağaçtan kesinlikle uzak durun) öz odun kalasından iki yay çıkarabilirsiniz. Öz odun kalasını iki ucundaki halkalara bakarak anlayabilirsiniz (Bkz şekil 3)Elinize uygun malzeme geçirebilirseniz yayı yontarken dikkat etmeniz gereken en önemli husus hedefe bakan yüzeyin (back of the bow) tek bir büyüme halkasından olmasıdır. Sorun çıkma ihtimali en fazla olan aşama bu olduğu için önce işe bu yüzü hazırlamakla başlayın. Kullanacağınız ağaç iki farklı renk tahtadan oluşuyorsa (Porsuk ağacı öz odunu koyu renk olan ağaçlar) yayın dış 1/3'ü açık renk, içte kalan (ok atarken size bakan taraf) 2/3'ü koyu renk halkalardan olmalıdır. Bunu sağlayabilmek için açık renk halkaların bir bölümü yontulup atılır. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Açık renk dış halkalar da oluştuğu mevsime göre iki farklı tondadır. Bunlardan koyu renk olan bir tanesi seçilmeli ve bu halkaya zarar vermeden üzerindeki halkalar çıkarılmalıdır (bkz şekil 4).Eğer beyaz odunlu bir ağaç kullanacaksanız (dişbudak gibi) kabuğunu soymanız yeterlidir. Her iki durumda da budakların etrafından heçen lflerin deplasmanına dikkat edin. Düzgün olsun diye budakları yüzeyle sıfırlamayın. Ayrıca bitmiş yayın tam kenarında budak bırakmayın. Yayın üzerinde budak kalması zorunluysa bir santimdan küçük ve ortaya yakın olmalı, böylece etrafından geçen lifler yayın bütünlüğünü sağlayabilir.Yayın dış yüzeyi hazır olunca kurşun kalem veya tebeşirle yayın orta hattını belirleyin. Orta hattı belirlerken de liflerin akışını takip etmeyi unutmayın. Lifler dümdüz ilerlemiyorsa orta hat da dümdüz ilerlemeyecektir. Sonra bu çizginin orta noktasını belirleyin. Orta noktanın 2,5cm üstünü ve 7,5cm altını işaretleyin. Arada kalan 10cm'lik bölüm yayın tutamağı olacak. Bu bölüm hiç esnemeyecek veya çok az esneyecek (bazı uzun yaylarda) şekilde yapılır. Yayın iki kolunu (limbs of the bow) yapmak istediğiniz boya göre orta noktadan eşit uzaklıkta işaretleyin.160 cm'lik bir okçu yaklaşık 180cm'lik uzun yay kullanır (okçu uzadıkça yay da uzar), yassı yayların boyu 140-170cm arasında olur ama bu aşamada yayı malzemeniz elverdiğince uzun tutun, bitmiş yay çok zayıf kalırsa kısaltarak güçlendirebilirsiniz. Dikkat ettiyseniz yayın tutamağın altında kalan bölümü üstünde kalan bölümünden 5cm kısa kaldı. Bu durum yayın alt kolunun daha sert yapılmasıyla telafi edilir. Ayrıca gekeneksel yayların bu tiplerinde ok elinizin üzerinden atıldığı için okun ucu merkezden biraz yukarıda kalır (arkası ise kirişin merkezine oturtulur) bu da dengesizliğin düzeltilmesine katkıda bulunur. Artık yayın şeklini orta hatta göre simetrik olacak şekilde işaretleyebilirsiniz. Bu ilk işaretleme yayın şeklini ortaya çıkarmak içindir. Yayı belirli bir ağaçta belirli sertliği oluşturacak tablolara göre milimetrik olarak işaretleyebilirsiniz ama her ağaç türüne göre hazır tablolar bulamazsanız. Uygun ağaç türünü bulsanız da istediğiniz boy ve sertliği bulamazsınız. Bence kaba iş bittikten sonra sertliğini ayarlamak için yavaş yavaş incelterek ara sıra sertliğini denemek daha pratiktir. Uzun yay için tutma yerinden uçlara doğru düzenli olarak 1,5cm'e inceltin. Yassı yay için tutma yerinden sonraki 7,5cm içinde 4cm'e, sonraki 5 cm'de 4,5cm'e çıkın, yay kolunun ortasına kadar bu genişliği koruyun, sonra uçlara kadar 2,5cm'e indirin. Tutma yeri uzun yayda 2,5-3,5 cm çapında, yassı yayda 2,5cm * 3-3,5cm ebatlarında olur. Tutma yerine modern yaylardaki gibi ergonomik girinti çıkıntılar yapmak istiyorsanız bunun için de ayrıca pay bırakmalısınız. Unutmayın ki bu girintiler yayın iç ve yan kısımlarıyla sınırlı olmalıdır, yayın dış yüzüne bıçak değdirmeyin. Geleneksel yaylarda bu bölüme sadece bir parça kumaş veya deri sarılır.Kalınlık yassı yayda ilk 7,5cm içinde hızla 2,5cm'e, sonraki 10cm'de 2cm'e iner, yay kolunun ortasına kadar bu kalınlık korunur, sonra uçlara kadar tedricen 1cm'e iner. Uzun yayda tutma yerinden uçlara doğru düzenli olarak 1,5cm' iner. Buraya kadarki işlemi çift saplı marangoz bıçağıyla veya hata yapmayacağınıza güveniyorsanız keserle yapabilirsiniz. Kaba işi bittnce bir tahta rendesini mümkün olduğunca ince ayarlayıp yayı bükülmeye başlayıncaya kadar yanlardan ve iç yüzeyinden yavaş yavaş traşlayın. Uzun yayda karakteristik kesit profilini oluşturan sırt hattına özen gösterin (bkz şekil 5). Yay bükülmeye başlayınca iki ucuna 4mm'lik yuvarlak kesitli bir eye ile kiriş oluklarını açın. Kiriş oluklarını yayın yan yüzlerine açın ve iç yüzünde birleştirin, dış yüzeye kesinlikle dokunmayın. Bunlar yayın ayarı (tillering) için takılacak ilk kirişi tutmak içindir. Bu kiriş yayı bükmeden takabileceğiniz kadar uzun olur. Eğer yeterli uzunlukta malzeme bulamadıysanız buraya kadar olan işlemler yaklaşık aynıdır. Tek fark, iki parçalı yapıyorsanız yayın her iki tarafında da bir orta nokta işaretler, sonra üst koldaki orta noktanın altında 5cm daha pay bırakırsınız. İki parçayı birleştirebilmek için üst koldaki bu 5cm'lik payı "V" şekilnde yontun, alt kolda da orta noktadan içeri doğru 5cm'lik "V" şeklinde bir parçayı kıl testere ile kesip çıkarın (şekil 6'da geçme yandan gösterilmiştir).Geçme mükemmel olana kadar iki ucu eğe ve zımpara ile düzeltin. Tutamağın kesit profiline uyan ve birbirinin içine geçebilen iki tane 10cm'lik pirinç veya paslanmaz çelik boru bulun. Bunlardan içte kalacak olanı 7,5 ve 2,5cm'lik iki parçaya ayırın. 7,5cm'lik parçayı yayın alt bölümüne, 2,5cm'lik parçayı üst bölümüne tutamağı oluşturacak şekilde sıkıca yerleştirin. Dış kılıfı oluşturacak boruyu da alttaki parçanın üzerine geçirin. Çivi veya perçin ile her iki taraftaki boruyu tutamağa sabitleyin, çivileri yüzeyle aynı seviyeye gelene kadar zımparalayın.Artık son aşamaya geçebilirsiniz. Bu işlemin iki amacı vardır birincisi yayın boylu boyunca çalışmasını sağlamak, ikincisi de yazının başında değinildiği gibi daha kısa olan alt kolun üst koldan biraz dah sert olmasını sağlamaktır. Bu aşamada bir yay terazisine (tillering stick) ihtiyacınız olacak (bkz. şekil 7). Yaklaşık 90cm'lik bir tahta parçası bulun. Üzerini 5cm'de bir işaretleyin. İlk işaretin üzerine 3cm arayla üç büyük çivi çakın. Yayın tutamağını bu desteğe yerleştirin. Sonraki her işaretin üzerine de küçük bir çivi çakın. Yayın kirişini ilk çiviye yerleştirin, yayın kollarının nasıl büküldüğüne bakın. Düzgün bükülmüyorsa bükülmeyen alanları biraz inceltin. Sadece tahta törpüsüyle çalışın ve yavaş olun, bir yerden fazla malzeme alırsanız yayı boylu boyunca inceltmeniz gerekir. Düzgün bükülüyorsa kirişi bir sonraki çiviye alıp işlemi tekrarlayın. Yay kendi çekme mesafenize ulaşana kadar bu işlemi sürdürün. Çekme mesafesi (draw length) yayı tutan elinizle oku kilitlediğiniz nokta arasındaki mesafedir, kişiden kişiye değişir. Piyasada satlılan yayların gücü (draw weight), genellikle 28inch'de (71cm)- X pound (0,453kg) kuvvet olarak verilir. İşiniz bittiğinde yayın sertliğini kontrol edin (rakam istiyorsanız bir dinamometreyle ölçebilirsiniz. istediğinizden biraz sert olduysa ama çekebiliyorsanız inceltmek için acele etmeyin. Birkaç düzine atıştan sonra biraz yumuşar. Şimdilik törpü izlerini zımparalayın ve kirişin boyunu yaydan 10cm kısa olacak şekilde ayarlayın . Asıl kirişin boyunu ve kiriş oluklarının açısını belirlemek için kısaltılmış kirişle yayı kurun. Otostopçu işareti gibi yumruğunuzu kapatıp başparmağınızı kaldırın (bu ölçüye "fistmele" denir). Elinizi bu şekilde tutamağın üzerine koyun, kiriş başparmağınızın ucuna gelmeli. Kirişin boyunu buna göre ayarlayın. Yay bu şekilde bükülmüşken asıl kiriş oluklarının hangi açıda açılması gerektiğini görebilirsiniz. Yay kuruluyken kirişin kiriş oluklarının kenarlarına sürtünmemesi gerekir.Asıl kirişi takıp birkaç saat çalıştıktan sonra yayı inceltmek veya cilalamak konusunda karar size kalmış. Ayrıca uçlarından kısaltarak biraz sertleştirmek de mükündür (yay ne kısaysa o kadar çabuk deforme olur). Geleneksel (dolayısıyla toluen ihtiva etmeyen) bir cila kullanmak istiyorsanız balmumu, keten yağı veya keten yağı gomalak karışımı kullanabilirsiniz.
OK VE YAY İLE AVCILIK
- Rıdvan UZUNTAŞ
- II. Kademe, Milli Okçuluk Antrenörü
Ok ve yay tarihin en etkili ilk silahı ve ilk aletli sporudur. Uygun kalınlıkta ve uzunlukta düz bir ağaç dalını hafif eğip, iki ucundan bir sicimle gergin olarak bağlanıp, daha ince ucu sivriltilmiş uygun uzunluktaki düz bir dalı da sicimin üstüne yerleştirip, sicimi çekerek dalı gerip dalın esneme gücü sayesinde sivri uçlu dal parçasını uzağa fırlatmak, ok atmaktır.
Arkeolojik kazılarda binlerce yıllık geçmişinin görüldüğü ok ve yay; İslam inancına göre de ilk savunma aracıdır ve kutsaldır. Dünya’ ya indirilen ilk insan Hz. Adem A.S.’a, ok ve yay Allah tarafından gönderilmiştir. İnsanlığın varoluşuyla eş zamanlı olarak ok ve yay insanla birlikte gelişmiştir. Ok ve yay ; insanın silahı,arkadaşı,sırdaşı ve güvencesi olmuş, her uygarlık ok ve yayı biraz daha geliştirmiş, günümüze kadar getirmişlerdir.
Okçuluk; insan, yay ve oktan oluşur, amaç uzaktaki hedefi vurmaktır.Okçuluk günümüzde son derece modern malzemelerle ve kurallar çerçevesinde yapılan olimpik bir spor dalıdır.Ok atmanın en çekici ve güzel tarafı uzaktaki bir cismi vurmanın hazzıdır.Ok atan kişi bedenini ve ruhunu eğitip; kendisini maksimum düzeyde kullanmasını öğrenir. Okçuluk sporu yapılırken ilk önce emniyet tedbirleri mutlaka alınmalı,kimseye zarar vermeyecek bir mekanda okçuluk çalışmaları yapılmalıdır. Okçuluk sporu günümüzde gelişmiş malzemelerle yapılmaktadır ve tekniğe dayalı bir spordur, bu nedenle ilk etapta tek başımıza ok atamayız mutlaka bir antrenöre ihtiyacımız olacaktır.
Dünya'ya okçuluğu öğreten Osmanlı'lar olmuştur. Avrupalı okçuların rekor ok atışları 300 m. iken, Osmanlılarda 600 m.ye ok atamayan okçu bile olamıyordu.Yıllarca Ok Meydanlarında talim yapılıp rekor ok atışları yapılmıştır.Osmanlılar zamanında kuralları konulup, bu günkü kulüp anlayışında dernekler kurulmuş, usta çırak ilişkisi esasına dayalı, hem sporcu hem de asker statüsünde okçu yetiştirilmiştir.Osmanlı yay ve okçuluk dükkanları yıllarca okçuluk malzemesi üretmişlerdir.Osmanlı'ların yaptıkları yay ve oklar günümüze kaynak olmuş; günümüzde kullandığımız yay ve oklar Osmanlı' lardan taklit edilerek yapılmıştır.
Günümüzde okçuluk sporu,açık hava okçuluğu ve salon okçuluğu olarak yaz kış yapılabiliyor.Açık hava okçuluk mesafeleri 90 m. ile 30 m. arasında değişmektedir.Salonda 18 m.den ok atışı yapılır.Tabii ki kurallara bağlı kalınarak yapılan okçuluk sporu olimpiyatlarda da yer almaktadır. Olimpik dalda Dünya'da en başarılı ülke Kore'dir.
Ok ve yay spor olmadan önce savunma ve avlanma için kullanılmıştır. Günümüzde ok ve yayla yaygın biçimde avcılık yapılmaktadır.Herkesin bildiği kara avcılığının yanı sıra, balık avcılığında da ok ve yay yoğun bir biçimde kullanılmaktadır.
Amerika kıtasında’ da milyonlarca insan ok ve yayla avcılık yapmaktadır. 2007 yılında sadece ok ve yayla avlanan avcılar tarafından 300 bin geyik avlanmıştır.Denizlerde,göllerde ve akarsularda balık avlamak için kullanılan ok ve yay malzemeleri günümüzde inanılmaz bir şekilde teknolojiyle gelişmiştir.Özellikle 1970 yılların başında icat edilen makaralı yay sistemiyle, ok ve yayla avcılık hızla artmaya başlamıştır. Recurve yay dediğimiz klasik yayları gerdiğimiz zaman yayın tüm gücünü ( avcılık için yay çekiş sertliği ortalama 25 kg.dır.) bedenimizde hissettiğimiz için uzun süre nişan almak çok zordur. Fakat makaralı yayı çektiğimizde yayın çekiş gücünün çoğu egsantirik çalışan makaralara bindiği için yay yükünün üçte birini hissederiz. Ve özellikle avcılık için hareketli hedeflere nişan almak çok kolaylaşır.
Crossbow(tatar yayı) tipi yaylarla iyi ayarlanmış bir nişangahla 60 m. den sabit haldeki bir kibrit kutusunu vurmak mümkündür. Bu tür yaylarda mandallı tetik mekanizması mevcuttur. Crossbow dediğimiz bu yaylarda da garanti avlanma mesafesi maksimum 80 m. civarındadır. Bu tip yayların avcılar açısından en büyük avantajı, av esnasında çok ses çıkartmadığı için hayvanların ürküp kaçma riski daha az olmasıdır. Dez avantajı tek ok atışı yapıldığı için seri değildir ,ikinci bir ok atmak için 10 sn daha gerekir. Ayrıca yağmuru ve rüzgarı da iyi hesap ederek nişan almalıyız. Yaylar tüfek gibi geri tepme yapmaz.
Avlanmak için ok ve yayın tercih edilmesinin en önemli sebebi çok sessiz olmasıdır.Tüfekle avlanırken çıkarttığı ses ve kokudan hayvanların o yöreden hızla kaçması her zaman olağandır .Ancak yay çok sessiz oku attığı için defalarca ok atma şansımız vardır.Ayrıca okun çıkarttığı sesi hayvanlar kolay kolay algılayamamaktadır, o yüzden menzilimizden çok uzağa da gitmezler.Tüfeğin yaptığı kurşun atıkları,kovanlar ve çıkarttığı ses vb. kirliliği ok ve yay yapmaz, doğayla tam uyum içerisindedir.
Attığımız okla çok rahatlıkla bir fili, timsahı yada bir domuzu anında öldürebiliriz. Okun ucuna takılan jilet gibi keskin üçgen ve çok sivri uçlar dönerek hedefe girer, içeride dönmeye devam eder. Girdiği yeri parçalayıp oyar ve anında kanı dışarı boşaltır. Ok vurduğu yere ortalama 250 kğ.lık bir basınç yapar. Bu yüzden kuş avcılığında okun ucuna papatya şeklinde kıvrılmış telden ok uçları takılır ki,hayvana gelen ok, kuşu parçalamasın sadece darbeyle avlanılsın diye.
Yayın sertliğine ve kullanılan oklara göre makaralı yaylar oku ortalama 600 m. ye kadar fırlatabilir. Garanti avlanma mesafesi 80 m.-100 m. Arasıdır. Makaralı yaylar ve arbaletlerde tetik,dürbün vb. aksesurlar kullanıldığı için hedefi vurma yüzdesi çok yüksektir. Okun ilk çıkış hızı makaralı yaylarda 320 fps. ye kadar çıkmıştır. Makaralı yayla atılan bir ok 80-90 m.’yi bir saniye. civarında kateder. Kaiteli yayın ömrü 20 yıl civarındadır. Ok ve yay takımlarının fiyatları da kalitesine göre değişir. Ama ortalama bir değer verirsek, 2000-YTL. ye iyi bir takım alınabilir.
Sonuç olarak, “ok ve yay ile avcılık” daha çok tanıtılmalı ve Türkiye’de yayılması sağlanmalıdır. Daha temiz bir doğa için, daha sessiz bir av için, av hayvanına daha çok şans vermek için,ananevi avcılığa sahip çıkmak için ve de sağlık için ok ve yay ile avcılık yapalım.
-Not : Çocukluğumuzda birlikte ok attığımız arkadaşım Ertuğrul ARDA' nın '' Okla Avcılık'' hakkındaki faydalı makalesinide buraya ilave etmek istiyorum, inceleyin çok faydalı bence.OKLA AVCILIK ... >>>
Pazartesi, Şubat 18, 2008
2008 Yılı Gençler - Büyükler Türkiye Salon Okçuluk Şampiyonası - DENİZLİ
YARIŞMANIN TÜM SONUÇLARI ... >>>
Yarışmanın Değerlendirilmesi ve Yorumu :
- Bu yarışma şimdiye kadar seyrettiğim en güzel salon yarışmalarından biriydi. Sporcular eleme turlarında son oka kadar mücadele ettiler bunun sonucunda çok yüksek puanlar attılar. Hem büyük hem de genç sporcularımızın inanılmaz çekişmelerini seyrettik. Beraberlik atışları çok oldu, çok yeni sporcular çok tecrübeli sporcuları elediler. İnanıyorum ki bu mücadele ruhu bize uluslararası yarışmalarda da madalya getirecektir.
- Ne yazık ki bu yarışmada Natalia Nasaridze gibi dev bir sporcunun çöküşünü de gördük.Natali Nasaridze yıllarca Türk okçuluğuna hizmet etmiş ve uluslararası başarılarımızda belkemiği olmuş bir sporcumuzdu. Son iki yarışma ne yazık ki yarışmayı bile tamamlayamadı. Natalia Nasaridze'ye geçmişte yaptığı hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Tabi ki tekrar sıkı bir şekilde çalışırsa her zaman başarılı bir sporcu olacağını da biliyoruz.
- Koreli Hocamızı canı gönülden desdekliyor ve yıllarca Türkiye'de kalmasını çok istiyoruz.İleride başarılı antrenörler ve başarılı sporcular yetştireceğini de inanıyoruz. Ama bu başarıların gelmesi içinde Türkiye' deki şartların da hocaya anlatılması gerkliliğini de biliyoruz.
- Özellikle büyükler kategorisinde yarışan sporcularımızın durumu değerlendirilirken iş ve okul hayatlarının da göz önünde bulundurulması; sporcular ve antrenörleriyle çok sıkı dialog içinde olunması, sporcunun iş durumuna göre program yapılıp performanslarının gözlenmesi gerekmektedir. Bunu bu şekilde yapmazsak zaten az sayıda olan başarılı sporcularımızı da(daha önce okçuluk sporunu bırakmış başarılı sporcularımız gibi) kaybedeceğiz. Türk okçuluğu olarak en büyük sorunumuzda bu zaten; yıldızlar ve gençler kategorilerinde Dünya şampiyonları çıkartırken büyüklerde çok başarılı değiliz, çünkü başarılı sporcularımız ekmek kavgasına girmekte okçuluk sporunu yapacak zaman bulamamaktadırlar. Yada koyduğumuz katı kurallar çerçevesinde iş nedeniyle kamplara gelemeyen yada eksik yarışmaları olan sporcuları takımdan kesmekteyiz. Bunun sonundada okçuluğa küsen başarılı sporcularımız bu sporu bırakmak zorunda kalmaktadırlar. Dediğim gibi bu sporcuların antrenörleriyle bire bir dialoğa girip o sporculara özel çalışma programı yapmamız gerekiyor. Artık bu işten anlayan Kim Jeong-Ho gibi çok tecrübeli bir hocamız da olduğuna göre, başarı için uygun çalışma metodlarının en kısa zamanda geliştirileceğinin inancını taşıyorum.
- Avrupa Şampiyonası' na katılacak kadroyu, hocamız Kim Jeong-Ho kendi başarı kriterlerine göre gerçekten çok uzun süre çalışarak belirledi. Üç salon yarışmasında sporcuların performanslarını ve başarı grafiklerini çok iyi analiz eden Kim Jeong-Ho hocanın belirlediği kadro aşağıdadır.Kardeşlerimize başarılar diliyorum.
Arupa Şampiyonası' na Katılacak Sporcularımız ve Antrenörlerimiz:
Teknik Direktör : Kim Jeong-Ho
Compound Yay Büyük Erkekler :
Ulaş Şentürk, Zafer Türkoğlu ve Serkan Tuna ( Antrenör: Ayahan Uzuntaş)
Compond Yay Genç Erkekler :
Fatih Erez, Demir Elmaağaçlı ve Yunus Polat ( Antrenör: Gülüşen Güler Balcı)
Recurve Yay Büyük Erkekler :
Vedat Erbay, Tunç Küçükkayalar ve Göktuğ Ergin ( Antrenör : Cumhur Yavaş)
Recurve Yay Büyük Bayanlar :
Begül Löklüoğlu, Zehra Öktem ve Çiğdem Öktem ( Antrenör : Vilademir Lekvesvili)
Recurve Yay Genç Erkekler :
Yusuf Çorba, Berkin Özkaya ve Yağız Yılmaz ( Antrenör : İzzet Tekeli)
Recurve Yay Genç Bayanlar :
Büşra Saygın, Simge Tözer ve Aybüke Aktuna ( Antrenör : Erol Öktem)
----------------------------
Salı, Şubat 05, 2008
Ankara- Minikler Yıldızlar Türkiye Salon Okçuluk Şampiyonası- Şubat 2008
Pazar, Şubat 03, 2008
Pazartesi, Ocak 28, 2008
Hey gidi günler heyyy
-
-
-
-
-
- ( 1. 52 - 2. 30 dakikaları arasında bence Dünya'nın en eski ok atış görüntüleri yer alıyor. )
Gençler ve Büyükler Salon Okçuluk Yarışması , 25-27 Ocak 2008 , Aksaray
Yarışmanın Değerlendirilmesi :
- Salon Yarışmaları kısa mesafe olduğu için aynı zamanda hava koşullarından da etkilenmediğinden her zaman süpriz sonuçlara açıktır. Bu yarışmada da bir çok yeni sporcu arkadaşımız güzel derceler elde ettiler, bu sonuçlar sonunda iyi motive olan genç arkadaşlarımız ileride açık hava koşullarında da aynı başarıya ulaşmak için daha çok çalışacaklardır.
- Fakat; başarılı, heyecanlı ve istek dolu gençlerimizi malesef ileride tam verimli çağlarında kaybediyoruz. Çünkü hayatlarını devam ettirebilmeleri için çalışmak zorunda olduklarından, Türkiye şartlerında spor yapmaya malesef vakitleri kalmıyor. Son yıllarda yapılan güzel uygulamalar sayesinde sporla ilgili bölümlerden mezun olan milli sporcularımıza öğretmenlik hakkı doğduğu için bir nebze rahatladık. Okçuluk sporundan da bir kaç değerli okçumuz bu haktan faydalandı ve hem öğretmenlik yaparken aynı zamanda sporlarını yapmaya da devam ediyorlar. Tüm meslek dallarında da keşke spor yapma imkanı kanunlarla garanti altına alınabilse, inanıyorum ki o zamanTürkiye'nin adı uluslararası platformda daha çok duyulacaktır.
- Gelelim bu yarışmayla ilgili detaylara;
- Aksaray il müdürlüğü yarışmaya iyi hazırlanmış; müdür bey kendisi bizzat kafileleri konaklama sorunlarını halleti. Salon çok sıcaktı ,yemek problem olmadı. Kafilelerin taşımasını gençlik ve spor il müdürlüğü halleti. Ancak spor il müdürlüğü görevli şöforu sporculara biraz agresif davrandı.Onun dışında kültürel bir gezi tertiplenebilirdi.
- Genelde sporcuların performanslarında gözle görülür bir artış olmadı, bir kişi hariç; Bolu bölgesinden Compound yay genç erkekler kategorisinde ok atan Fatih EREZ. Fatih kardeşimiz geçen salon yarışmasında 572- puan bu yarışmada da 577- puan atarak kendini kanıtladı. Bu punları Avrupa salon yarışmasında atarsa, toplam puanda gençler sıralamasında ilk 6-7 sporcu arasına girer, Fatih eleme tur atışlarını geliştirirse, Avrupa'da derece de alır diye düşünüyorum. Bu sporcumuza yarışmaya katılma şansının verileceğini ümid ediyorum.Kendisine de başarılar dilerim.
Pazartesi, Ocak 21, 2008
Minikler Yıldızlar Salon Türkiye Şampiyonası 05-07 Şubat 2008 - Ankara
Sayı : OKFED–2008- .../…/2008
Konu :
GENÇLİK VE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜNE
Okçuluk Federasyonunun 2008 yılı faaliyet programında yer alan Minikler-Yıldızlar Türkiye Şampiyonası 05–07 Şubat 2008 tarihlerinde Ankara’da Cebeci Hentbol Salonunda yapılacaktır.
Anılan yarışma ile ilgili kurallar aşağıda belirtilmiştir.
1-Yarışma, Recurve-Compound yay, Minikler ve Yıldızlar, bay-bayan, kategorilerinde yapılacaktır.
2-Minikler 1994–1995–1996 doğumlular ve 1997–1998–1999 doğumlular olmak üzere 2 ayrı kategoride yarışacaklardır.
3- Yıldızlar ve Minikler kategorilerinde ayrı ayrı tasnif yapılıp, her iki grupta da eleme turları sonunda madalya verilecektir. Miniklerde 18 mt mesafeden 2x30 ok, 30 metre Hedef Kâğıdına atış yapacaklardır. Miniklerde ve Yıldızlarda takım yarışmaları yapılacaktır. Miniklerde takım yarışmalarında yaş grubu ayrımı yapılmayacaktır
4–1992–1993 doğumlular Yıldızlar kategorisinde yarışacaklardır. 2x30 ok, 18 metre hedef kâğıdına atış yapacaklardır.
5-Yarışma Okçuluk Federasyonu Yarışma kuralları ile FITA kurallarına göre yapılacaktır.
6-Yarışmaya davet edilen antrenör, yönetici ve sporcular yarışmadan bir gün önce Ankara’da bulunacaktır.
7-Yarışmayla ilgili Teknik Toplantı 04 Şubat 2008 günü saat 18.00’de, Cebeci Hentbol Salonunda yapılacaktır.
8- Yukarıda belirtilen gün ve saatte yapılacak olan yarışma teknik toplantısına katılma Belgelerinde adı geçen antrenör veya idareci, katılma belgelerinin aslı ve sporcuların lisansları ile katılmak zorundadır. Katılma belgelerinde, sporcuların branş, kategori ve kulüpleri açıkça belirtilecektir.
9-Yarışmada geçerli vizeye sahip lisans dışında hiçbir belge kabul edilmeyecektir.
10-Yarışmaya katılacak sporcu ve antrenörlerin Okçuluk Yarışma yönetmeliğinde belirtilen kıyafet ve esaslarına uymaları zorunludur.
11-Hakemlere ait görevlendirme Federasyonumuz tarafından yapılmakta olup gerekli geçici görev izinleri kendi bölgelerince alınacaktır.
12-Yarışmaya iştirak edecek hakem, idareci, antrenör sayıları aşağıda çıkartılmıştır. İller istediği kadar sporcu getirebilir.
13- Yarışmalara FITA kuralları çerçevesinde isteyen dilediği kadar sporcu getirebilecektir. Yarışmalara 6 sporcuya kadar iştirak eden iller 1 antrenör, 6-12 sporcu arasında katılanlar 1 antrenör, 1 idareci, 15 sporcu ve üzeri katılanlar 1 idareci, 2 antrenör getireceklerdir.
14-Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerince düzenlenecek resmi katılım yazıları dışında, Federasyonumuzca önceden yarışma serilerinin ve hedef numaralarının belirlenebilmesi için yarışmaya katılacak olan kafilelerin yarışma katılım formlarını doldurup 01 Şubat 2008 tarihine kadar 0312 3100752 Fax numarasına bildirmeleri gerekmektedir. Yarışma katılım formu http://www.turkisharchery.org alınabilir.
15-Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinden tasdikli kafile listesi olmayan kulüp ve il takımlarına ödeme yapılmayacaktır.
16-Yarışmalarda, Yıldızlarda Miniklerde ve Süper Miniklerde bireysel sıralamada ilk 16 ya, kalan sporculara ve bireysel ve takımlarda eleme atışları sonunda ½ Final atışı yapan sporculara ve İdarecilerine harcırah ödenecektir. (Ankara ili hariç) Ayrıca; yarışmaya katılan takımların bütün Antrenörlerine harcırahları ödenir. Sıralamaya giremeyip harcırah alamayan Sporcu ve İdarecilerin harcırahları uygun görülmesi halinde İl Müdürlüğü imkanı ile karşılanabilir.
Zeki ÖZTÜRK
Okçuluk Federasyonu
Genel Sekreteri
DAĞITIM: Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne;
Adı Soyadı : Görevi:
-----------------------------------------------------------
- Orjinal Kaynak : www.turkisharchery.org
Çarşamba, Ocak 16, 2008
Okçuluk Federasyonu 2008 Yılı Faaliyet Programı
FAALİYETİN ADI TARİHİ YERİ
-ANTRENÖR SEMİNERİ
05-06 OCAK
ANTALYA
-SALON AVP.ŞAMP.HAZL.KAMPI(BÜYÜK)
15 - 23 OCAK
İZMİR
-SALON YARIŞMASI (BÜYÜK – GENÇ)
25 - 27 OCAK
AKSARAY
-MİNİKLER TEKNİK GELİŞİM KAMPI
28 OCAK - 04 ŞUBAT
ANKARA
-GENÇLER SALON AVRP.ŞAMP.HAZL.KAMPI
30 OCAK 03 ŞUBAT
ANTALYA
-1. KADEME YARDIMCI ANTRENÖR KURSU
30 OCAK – 10 ŞUBAT
İSTANBUL
-MİNİKLER SALON TÜRKİYE ŞAMP.
05- 07 ŞUBAT
ANKARA
-SALON TÜRKİYE ŞAMP.(BÜYÜK – GENÇ)
15- 17 ŞUBAT
DENİZLİ
SALON AVRUPA ŞAMP. HAZIRLIK KAMPI
24 ŞUBAT – 02 MART
İZMİR
-SALON AVRUPA ŞAMPİYONASI
04 – 08 MART
TORİNO İTALYA
-WORLD CUP 1 HAZ.KAMPI (GENEL)
17 – 31 MART
ANTALYA
-WORLD CUP 1
01 – 05 NİSAN
SANTO DOM.CUMH.
-WORLD CUP 2 HAZIRLIK KAMPI
09 – 14 NİSAN
ANTALYA
-WORLD CUP 2
15 – 19 NİSAN
POREC – HIRVATİSTAN
-İLKBAHAR OKLARI YARIŞL.( BÜYÜK – GENÇ)
26 – 27 NİSAN
ANTALYA
-AVRUPA ŞAMPİ. HAZIRLIK KAMPI
28 NİSAN – 11 MAYIS
ANTALYA
-AVRUPA ŞAMPİYONASI
12 – 19 MAYIS
VİTTEL – FRANSA
-GENÇLİK KUPASI (GENÇ – YILDIZ)
10 – 11 MAYIS
MERSİN
-JUNİOR CUP 1 AYAK HAZIRLIK KAMPI
MAYIS
ANTALYA
-JUNİOR CUP 1 AYAK
MAYIS
PUNTA UMBRİA – İSPANYA
-WORLD CUP 3 HAZIRLIK KAMPI
22 – 26 MAYIS
ANTALYA
-WORLD CUP 3
27 – 31 MAYIS
ANTALYA
-AKDENİZ KUPASI
07 – 08 HAZİRAN
ANTALYA
-WORLD CUP 4 HAZIRLIK KAMPI
13 – 22 HAZİRAN
ANTALYA
-HAKEM SEMİNERİ
13-15 HAZİRAN
ANTALYA
-WORLD CUP 4
23 - 29 HAZİRAN
BOE - FRANSA
-JUNİOR CUP HAZIRLIK KAMPI
TEMMUZ
-JUNİOR CUP 2. AYAK
TEMMUZ
GÜRCİSTAN
-YILDIZ GENÇ GELİŞİM KAMPI
19 - 25 TEMMUZ
SAMSUN
-YARIŞMA GENÇ - YILDIZ
26 - 27 TEMMUZ
SAMSUN
-2.KADEME ANTRENÖR KURSU
2-17 AĞUSTOS
İZMİR-ANTALYA
-OLİMPİYAT OYUNLARI
09 - 15 AĞUSTOS
BEJİNG - ÇİN
-TEKNİK GELİŞİM KAMPI MİNİKLER
23 - 29 AĞUSTOS
GELİBOLU
-TÜRKİYE ŞAMPİYONASI MİNİKLER
30 - 31 AĞUSTOS
ELAZIĞ
-TEKNİK GELİŞİM KAMPI GENÇ - YILDIZ
13 - 19 EYLÜL
EDİRNE
-TÜRKİYE ŞAMPİYONASI GENÇ - YILDIZ
20 - 21 EYLÜL
EDİRNE
-9.GENÇLER DÜNYA ŞAMPİYONASI
06 - 11 EKİM
ANTALYA
-DÜNYA ŞAMPİ. HAZ. KAM.(KAD- JUNİOR)
01 - 12 EKİM
ANTALYA
-10. JUNİOR & 4. KADETT DÜNYA ŞAMP.
13 - 19 EKİM
NEW DELHİ - HİNDİSTAN
-TÜRKİYE ŞAMPİYONASI BÜYÜK - GENÇ
25 - 26 EKİM
ANTALYA
-WORLD CUP FİNAL
19 EKİM
NEW DELHİ - HİNDİSTAN
-YILDIZLAR GELİŞİM KAMPI
01 - 11 KASIM
ANKARA
-1. KADEME ANTRENÖR KURSU
KASIM
-ANTRENÖR SEMİNERİ
KASIM
-HAKEM SEMİNERİ
KASIM
-SALON ŞAMPİYONASI
22 - 23 KASIM
ISPARTA
-FITA-EMAU YILLIK AİDATI
-ULAŞIM HABERLEŞME GİDERİ
-MUHASEBECİ GİDERİ
-KİRA-AİDAT
-PERSONEL GİDERLERİ
-MALZEME GİDERLERİ
-DİĞER GİDERLER(TOPLANTI-TEMSİLİ AĞIRL. ZARURİ MASRAFLAR VS.)
- Kaynak : http://www.turkisharchery.org
ARŞİV ( Aradıklarınızı Bulun )
-
►
2015
(1)
- ► Mayıs 2015 (1)
-
►
2013
(4)
- ► Ağustos 2013 (1)
- ► Haziran 2013 (2)
-
►
2012
(16)
- ► Kasım 2012 (2)
- ► Eylül 2012 (1)
- ► Ağustos 2012 (1)
- ► Temmuz 2012 (1)
- ► Mayıs 2012 (2)
- ► Nisan 2012 (1)
- ► Şubat 2012 (4)
-
►
2011
(10)
- ► Aralık 2011 (1)
- ► Kasım 2011 (1)
- ► Temmuz 2011 (1)
- ► Haziran 2011 (1)
- ► Şubat 2011 (1)
-
►
2010
(13)
- ► Aralık 2010 (3)
- ► Eylül 2010 (1)
- ► Ağustos 2010 (1)
- ► Temmuz 2010 (2)
- ► Haziran 2010 (2)
- ► Nisan 2010 (2)
-
►
2009
(10)
- ► Eylül 2009 (1)
- ► Ağustos 2009 (2)
- ► Haziran 2009 (3)
- ► Mayıs 2009 (2)
-
▼
2008
(26)
- ► Mayıs 2008 (4)
- ► Nisan 2008 (3)
- ► Şubat 2008 (3)
-
►
2007
(21)
- ► Aralık 2007 (4)
- ► Kasım 2007 (4)
- ► Eylül 2007 (1)
- ► Ağustos 2007 (1)
- ► Temmuz 2007 (1)
- ► Haziran 2007 (3)
- ► Nisan 2007 (1)
-
►
2006
(4)
- ► Aralık 2006 (1)
- ► Kasım 2006 (2)
Okçuluk ve Fatih
Özbay Güven, Osmanlı Devleti'nin sporcuyu anında ödüllendirdiğini de belirtiyor. "Osmanlı sporcuyu hem korur, hem de anında mükafatlandırırdı. Osmanlı'nın sporcuya değer vermesini size bir örnekle anlatayım. Solak Sinan Subaşı, Fatih Devri'nin en büyük kemankeşlerinden birisiydi. Okmeydanı'nda da 1200 gezin üzerinde iki rekoru vardı. Sinan Subaşı, Silifke Kalesi'nin komutanıyken Karamanoğulları kaleyi ele geçirince Fatih öldürülmesi için ferman verdi. Fakat o sıralarda Sinan Subaşı rekorlar kırdığı için padişah kendisini affederek 'Kanını menziline öndül (ödül) koydum' dedi".
Fatih'in Oku :
Ayasofya'ya girdikten sonra Fatih , bir ok çekip '' alametim olsun '' diyerek Ayasofya kubbesinin ta ortasına attı.Bu okun yeri halen görülmektedir.
( Evliya Çelebi Seyehatnamesi 1.Cilt Syf:76,Çeviren : Mehmet ZILLİOĞLU )
Okçuluk Bir Ata Sporudur
Hakkımda
- Rıdvan Uzuntaş ;
- KOCAELİ, İzmit, Türkiye
- 1968 doğumluyum.Beş yaşından beri ok atıyorum, 1981 yılında 13 yaşımda lisanslı olarak resmi anlamda okçuluk sporuna başladım.1987 yılından itibaren okçuluk antrenörlüğü yapıyorum.Milli Takım Antrenörlüğü yaptım; on tane antrenör, iki bölge antrenörü ve bir milli takım antrenörü ayrıca bir çok milli sporcu yetiştirdim.Sporcularım rekorlar kırıp, sayısız şampiyonluklar kazandı.İktisat fakültesi mezunuyum.1990 yılından itibaren kadrolu okçuluk antrenörü olarak görev yapmaktayım.1991 yılından bu yana da Türk-Osmanlı Okçuluk Tarihi ve olimpik bir spor dalı olan günümüzdeki Okçuluk Sporu hakkında araştırma yapmaktayım. Okçuluk Türklerin ilk ata sporudur ve ben de okçuluk sporunu çok seviyorum,okçuluğun yayılıp gelişmesi için çalışıyorum, bu nedenle Türk okçuluğunu hakkettiği yere getirmek için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. -He was born in 1968 -Turkey.He has begun archery in 1981. Since 1987 he has been archery trainer. He has worked as Turkish National Team Trainer; educated many archers and already continue to this nice and hard job; studied Economy. He was born to be an archer ; try his best to develop archery in Turkey and World.