Çarşamba, Mart 12, 2008

2008 Salon Okçuluk Avrupa Şampiyonası'nın Ardından

Avrupa salon okçuluk yarışmasında bir çok ilk yaşandı bizim açımızdan. İlk önce; hiç ithal sporcusu olmayan kendi çocuklarımızdan kurulu recurve yay erkek takımımız 3. oldu , daha önceki ferdi derecelerimizin yanısıra, uzun bir aradan sonra recurve yay büyük erkek takımımızın Avrupa salon yarışmalarında takım halinde derece alması bizi çok sevindirdi.

Compound yay büyük erkek takımız 4. oldu hemde dev gibi bir İtalya’yı eledi hem de takımda as sporcularımız olmadığı halde, Dinçer ve Emre de bu takıma dahil edilseydi kesin derece de alırdık.

Ayrıca recurve yay genç erkek ve bayan takımılarımız ve compound yay genç erkek takımımız da 4. oldu ; 4.'ncü olan bu takımlarımız 1.'nci de olabilirdi.

Ferdi derecelerimiz olmadı; ben özellikle recurve yay genç bayan ve erkeklerden ayrıca compound yay genç erkeklerimizden ferdi derece bekliyordum. İnşaallah açık hava Avrupa şampiyonasında ve de Türkiye'deki açıkhava Dünya Gençler Okçuluk Şampiyonası'nda gençlerimiz derece alırlar.

Kore’li Hocamızın millitakımın başında ilk yurt dışı yarışmasıydı, takımı ve antrenörlerimizi yarışma esnasında analiz etme fırsatını buldu.

Recurve yay bayan takımının derece yapamayacağı daha gitmeden belliydi, nasıl belliydi? Çünkü bu takımda Zekiye ve Merve de olmalıydı. Zaten bayanlarda olimpiyat kotasını almak için uğraş vereceğimiz kadroda Zekiye olmazsa işimiz zor. Hatırlayacağınız gibi daha önceden Zekiye zamansız ceza almasaydı zaten bayan takımımız şu an olimpiyat kotasını almıştı bile.

Koreli Hoca sporcuları tam tanımadığı için birkaç hatalı seçim yaptı ama yinede Türkiye şartlarında kendi seçme kriterleriyle, yeni gelmiş bir hoca olarak bence iyi kadro kurdu. Kim Hoca bize lazım ve ileride çok faydasını göreceğiz tabii ki uzun vadeli kalırsa.

Yarışmaya compound genç bayanlarda götürülseydi onlarında derece şansları yüksekti, genelde puanlara baktığımızda bizim sporcularımızın puanları iyi durumda gözüküyor.

Türkiye'de Ekim ayında yapılacak Gençler Dünya Okçuluk Şampiyonası'na şimdiden gençlerimizin hepsini alıp kamplarda eğitmemiz gerekir. Neden eğitmek diyorum, çünkü bizim çocuklarımızın eleme tur atış eksiklikleri var ,bol bol eleme tur atışlarına çalışmaları gerek, kendilerine olan güvenlerinin arttırlıması da gerekiyor.Ayrıca cocuklarımıza zihinsel antrenman çalışmaları ve yarışmaya çok kısa zamanda konsantre olma çalışmaları da yaptırmamız şart.

Gelelim kalıcı ve başarılı sporcuların artması için yapılması gerekenlere; yapılması gereken çok basit, profesyonelliğe geçiş. Yani maaşlı sporcuların olması için gerekli zemin ve yasal prosedürün oluşturulması, tabi ki kolay değil ama sponsor bağlantılı en azından çok başarılı bir kaç sporcumuzla başlayabiliriz bu işe. Ayrıca minik sporcularımızdan başlayarak yıldız ve genç sporcularımızın çok iyi takip edilmesi gerekiyor. Dediğim gibi çok başarılı olan genç sporcularımızı da profesyonelliğe ilk adım için okullarının garanti altına alınması ve okul masraflarının belli bir bölümünün bile olsa karşılanması, ileride de meslekleri için de plan yapılması şart. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi okçuluk yapılan bölgelerde en az iki okulu pilot okul seçip, bu okullara okçuluk külüpleri kurturtmalı ve buraları okçu kaynağı yapmalıyız. Bağlı bulunan belediyelerede okçuluk antrenman salon ve sahaları yaptırtmalıyız.

Bizim için bu yarışmadan sonrası daha önemli; olimpiyat kotası için uğraş vereceğimiz çok zor günler var önümüzde, gerçekten Kim Hoca ve kadrodaki sporcularımıza çok iş düşüyor.İnşaallah güzel başarılar elde ederiz. Ayrıca ülkemize uluslararası yarışma almakla iş bitmiyor bu yarışmalarda derece elde etmek lazım. Ekim ayında Antalya'da yapılacak olan Gençler Dünya Şampiyonası hazırlıklarına şimdiden bölgelerimizde başlamamız lazım. Federasyonun; yetişmiş genç sporclarımızın olduğu bölge antrenörleriyle hemen dialaoğa geçmesi ve o sporcularımızın daha verimli çalıştırılması için gereğinin yapılması gerekiyor.

NOT : Yukarıda yazdıklarım benim şahsi düşüncelerim. 26 yıldır okçuluk camiasında olan biri olarak kendi tecrübelerim ve bilgim doğrultusunda fikirlerimi belirtmeye çalışıyorum. Ayrıca, yazılarımı takip edip bana yardımcı olan okçuluk sevenlere teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

ARŞİV ( Aradıklarınızı Bulun )

Okçuluk ve Fatih

Rekor Kırdı, Hayatını Kurtardı :
Özbay Güven, Osmanlı Devleti'nin sporcuyu anında ödüllendirdiğini de belirtiyor. "Osmanlı sporcuyu hem korur, hem de anında mükafatlandırırdı. Osmanlı'nın sporcuya değer vermesini size bir örnekle anlatayım. Solak Sinan Subaşı, Fatih Devri'nin en büyük kemankeşlerinden birisiydi. Okmeydanı'nda da 1200 gezin üzerinde iki rekoru vardı. Sinan Subaşı, Silifke Kalesi'nin komutanıyken Karamanoğulları kaleyi ele geçirince Fatih öldürülmesi için ferman verdi. Fakat o sıralarda Sinan Subaşı rekorlar kırdığı için padişah kendisini affederek 'Kanını menziline öndül (ödül) koydum' dedi".

Fatih'in Oku :
Ayasofya'ya girdikten sonra Fatih , bir ok çekip '' alametim olsun '' diyerek Ayasofya kubbesinin ta ortasına attı.Bu okun yeri halen görülmektedir.
( Evliya Çelebi Seyehatnamesi 1.Cilt Syf:76,Çeviren : Mehmet ZILLİOĞLU )
- Okçuluk antrenmanları; mutlaka bir antrenör eşliğinde ,emniyet tedbirleri alınmış güvenli bir alanda ve kimseye zarar vermiyecek bir şekilde, yapılmalıdır.
KENDİNİZE DEĞER VERİN : A K R A F M C A N L I Y A Y I N

Okçuluk Bir Ata Sporudur

Okçuluk insanlığın varoluşuyla birlikte doğmuştur.Türkler ok ve yayı hem sanatsal hem de teknolojik açıdan ele alıp günümüze kadar getirmişlerdir.Osmanlı'larda okçuluk zirveye çıkmış ; top menzilinin 600 m. olduğu zamanlarda osmanlı okları 800 m.yi geçiyordu. Devamı...>>

Hakkımda

Fotoğrafım
KOCAELİ, İzmit, Türkiye
1968 doğumluyum.Beş yaşından beri ok atıyorum, 1981 yılında 13 yaşımda lisanslı olarak resmi anlamda okçuluk sporuna başladım.1987 yılından itibaren okçuluk antrenörlüğü yapıyorum.Milli Takım Antrenörlüğü yaptım; on tane antrenör, iki bölge antrenörü ve bir milli takım antrenörü ayrıca bir çok milli sporcu yetiştirdim.Sporcularım rekorlar kırıp, sayısız şampiyonluklar kazandı.İktisat fakültesi mezunuyum.1990 yılından itibaren kadrolu okçuluk antrenörü olarak görev yapmaktayım.1991 yılından bu yana da Türk-Osmanlı Okçuluk Tarihi ve olimpik bir spor dalı olan günümüzdeki Okçuluk Sporu hakkında araştırma yapmaktayım. Okçuluk Türklerin ilk ata sporudur ve ben de okçuluk sporunu çok seviyorum,okçuluğun yayılıp gelişmesi için çalışıyorum, bu nedenle Türk okçuluğunu hakkettiği yere getirmek için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. -He was born in 1968 -Turkey.He has begun archery in 1981. Since 1987 he has been archery trainer. He has worked as Turkish National Team Trainer; educated many archers and already continue to this nice and hard job; studied Economy. He was born to be an archer ; try his best to develop archery in Turkey and World.

Beğendiğim Kitap : Zen ve Okçuluk


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

free counters