Perşembe, Haziran 25, 2009

SÜPER MİNİKLER, MİNİKLER VE YILDIZLAR OKÇULUK YARIŞMASI, SAKARYA, HAZİRAN 2009

- Minik sporcuların yarışmaları her zaman çok hoşuma gitmiştir. Çocuklarımız hem sosyal bir ortama girmekte hemde burada gördüklerini illerinde uygulamaktalar. Çocukların bu yaşta yaşadıkları da hafızalarında daimi kalıcı görüntülerdir. Niye bunları söyledim; çünkü biz idareciler, yöneticiler, veliler ve hakemler iyi örnek olur çocuklarımıza güzel yol çizebilirsek, çocuklarımız da bu yolda ilerleyip başarıya ulaşırlar. Şimdi bakalım sporcular yarışmada neler görmüşler.

- Bu yarışmada bazı antrenörlerin sporculara biraz sert ve yüksek sesle çıkış yaptıklarını gördüm, tabi ki yanlıştı. Antrenörlerimizinin çocuk eğitimi hakkında biraz kitap okumaları gerekiyor bence. Kıyafet yönetmeliğini çok iyi uygulanmasını ısrarla söyleyen baş hakem sahadaki garip kıyafetli sporcu yakınlarına hiç bir şey söylemedi. Sağolsunlar federasyon yetkilileri zaten hiç bir şeye müdahele etmiyorlar. Saha küçük olduğu için yarışmalar uzadıkça uzadı, yarışmaların bir kısmı yapılmadı, iptal edildi. Tatil olması sebebiyle yarışmalar üç gün olabilirdi. İki takım olduğu zaman sporculara harcırah verilirken bu yarışma verilen harcırahlar tekrar geri alındı, demek ki uygulayanlarda bile netlik yok. Yarışmanın ödül töreninde yapılan yanlışlıklardan dolayı kürsüye başka sporcular davet edilince sporcu velileri haklı olarak itiraz ettiler, ödül törenini sunan yetkili de haklı olarak elindeki sonuçları kendisinin yapmadığını sadece okuduğunu söyledi ama yine de hakemlerin yaptıkları hatalar yüzünden bir kürsü karmaşası yaşandı ve de hiç hoş bir görüntü olmadı.

- Sonuçta düzeni sağlamakla görevli olanlar kendileri düzeni bozdular. Ama yinede yarışmanın sonunda cocuklarımızın kürsüdeki mutlulukları her şeyi bizlere unutturdu.

-Bazı bölgeler yarışmaya sporcu getirirken sadece getirmiş olmak için bu işi yapmışlar, yanlış çünkü sporcu burada çok ezilir. Bazı kategorilerde yarışmaya katılan sporcuların malzemeleri de çok kötüydü. Ama iyi olan, sporcuların ellerinden geldiği kadar güzel yarışmaya çalışmalarıydı, çok sıcağa ve beklemelerine rağmen.

- Ayrıca federasyonun sitesinde bu yarışmayala ilgili neredeyse hiç fotoğraf yoktu, sadece üç dört tane resim konulmuştu, onlarda birkaç gün sonra siteden kaldırıldı. Ben daha önceden kaydetmiştim ,bunlardan bir kaç tanesini aşağıya koydum. Detaylı fotoğraf görmek isteyen varsa, bu siteyi ziyaret edebilirler: http://okculukkocaeli.blogspot.com/2009/06/okcular-n-komsu-sakarya-ckartmas.html




-Fotğrafların Kaynağı : Okç.Fedrs.Web Sits.

Hiç yorum yok:

ARŞİV ( Aradıklarınızı Bulun )

Okçuluk ve Fatih

Rekor Kırdı, Hayatını Kurtardı :
Özbay Güven, Osmanlı Devleti'nin sporcuyu anında ödüllendirdiğini de belirtiyor. "Osmanlı sporcuyu hem korur, hem de anında mükafatlandırırdı. Osmanlı'nın sporcuya değer vermesini size bir örnekle anlatayım. Solak Sinan Subaşı, Fatih Devri'nin en büyük kemankeşlerinden birisiydi. Okmeydanı'nda da 1200 gezin üzerinde iki rekoru vardı. Sinan Subaşı, Silifke Kalesi'nin komutanıyken Karamanoğulları kaleyi ele geçirince Fatih öldürülmesi için ferman verdi. Fakat o sıralarda Sinan Subaşı rekorlar kırdığı için padişah kendisini affederek 'Kanını menziline öndül (ödül) koydum' dedi".

Fatih'in Oku :
Ayasofya'ya girdikten sonra Fatih , bir ok çekip '' alametim olsun '' diyerek Ayasofya kubbesinin ta ortasına attı.Bu okun yeri halen görülmektedir.
( Evliya Çelebi Seyehatnamesi 1.Cilt Syf:76,Çeviren : Mehmet ZILLİOĞLU )
- Okçuluk antrenmanları; mutlaka bir antrenör eşliğinde ,emniyet tedbirleri alınmış güvenli bir alanda ve kimseye zarar vermiyecek bir şekilde, yapılmalıdır.
KENDİNİZE DEĞER VERİN : A K R A F M C A N L I Y A Y I N

Okçuluk Bir Ata Sporudur

Okçuluk insanlığın varoluşuyla birlikte doğmuştur.Türkler ok ve yayı hem sanatsal hem de teknolojik açıdan ele alıp günümüze kadar getirmişlerdir.Osmanlı'larda okçuluk zirveye çıkmış ; top menzilinin 600 m. olduğu zamanlarda osmanlı okları 800 m.yi geçiyordu. Devamı...>>

Hakkımda

Fotoğrafım
KOCAELİ, İzmit, Türkiye
1968 doğumluyum.Beş yaşından beri ok atıyorum, 1981 yılında 13 yaşımda lisanslı olarak resmi anlamda okçuluk sporuna başladım.1987 yılından itibaren okçuluk antrenörlüğü yapıyorum.Milli Takım Antrenörlüğü yaptım; on tane antrenör, iki bölge antrenörü ve bir milli takım antrenörü ayrıca bir çok milli sporcu yetiştirdim.Sporcularım rekorlar kırıp, sayısız şampiyonluklar kazandı.İktisat fakültesi mezunuyum.1990 yılından itibaren kadrolu okçuluk antrenörü olarak görev yapmaktayım.1991 yılından bu yana da Türk-Osmanlı Okçuluk Tarihi ve olimpik bir spor dalı olan günümüzdeki Okçuluk Sporu hakkında araştırma yapmaktayım. Okçuluk Türklerin ilk ata sporudur ve ben de okçuluk sporunu çok seviyorum,okçuluğun yayılıp gelişmesi için çalışıyorum, bu nedenle Türk okçuluğunu hakkettiği yere getirmek için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. -He was born in 1968 -Turkey.He has begun archery in 1981. Since 1987 he has been archery trainer. He has worked as Turkish National Team Trainer; educated many archers and already continue to this nice and hard job; studied Economy. He was born to be an archer ; try his best to develop archery in Turkey and World.

Beğendiğim Kitap : Zen ve Okçuluk


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

free counters