- ( Hayvanlara zarar verilmesine karşıyım ;ama avcılık sporunu da inkar edemem.Tüfekle yapılan avcılıkta hayvana daha az şans verilmekte,doğa kurşun vb. ile kirletilmektedir.Yay ve okla yapılan avlanmalar daha doğal ve şans oranı daha fazla olmaktadır.Aynı zamanda ok-yay avcılığında doğaya zarar söz konusu değildir.Bu nedenle bazı bölümlerini aldığım bu yazıyı aşağıda kaynağını yazdığım avcılık sitesinden alıp size sunmaya karar verdim. )
...
YAY VE OK İLE AVCILIK
Bölüm : 1
Saygıdeğer domuzavcısı arkadaşlarım ve sitemizin değerli ziyaretçileri,
Ok ve yayla avcılık hakkında epey zamandır yazmak istiyordum bunun için uygun zamanı ancak bulabildim.
Domuz avına başladıktan sonra bazı yabancı sitelerdeki domuz avı videolarını izlerken ok ve yayla yapılan domuz avlarını görünce etkilendim ister istemez. Zaten pek çoğumuzun çocukluğundaki vazgeçilmez oyuncaklardan biriydi ok ve yay bir aşinalık var bi yerden demek. İlk izlediğim video görüntüsünüde hemen aktarayım sanırım bir çok arkadaşımız bu tür bir video izlemiştir.
Avcı kişi bir ağacın üstüne yapmış olduğu standın(güme) üzerinde avını beklemekte… Az sonra orta boy bir domuz geliyor, taşlı bir dere yatağı burası. Er kişi yayını sessizce kontrollü ve ağır hareketlerle gerip nişan alarak okunu bırakıyor ok domuzu delip geçiyor bir anda ve domuz fırlıyor yerinden gözden yitip gidiyor bu atış kalp ve ciğer bölgesine yapıldı. Daha sonrada er kişinin domuzla çekilmiş resimlerini görüyorsunuz videoda ele geçmiş domuz anlaşılan!
Domuz avına giden ve ilk defa böyle bir şeyi gören biri olarak etkileniyor insan ister istemez. Ne olmuştu videoda ; domuz geldi avcı yayını gerip oku saldı ok hayvanı delip geçti av hızla oradan uzaklaştı ve daha sonra ölü olarak ele geçirildi kalp,ciğer bölgesine yapılan iyi bir atıştı bunu sağlayan. Bunları izleyince bende bu işin oldukça kolay olduğunu düşünmüştüm ilk önce ama bir yay edinip bununla av yapmayı gerçekleştirmek isteyince olayın o videoda görünen kadar basit olmadığını anladım
Bu yazıda asıl anlatmak istediğim şey görünenin içindeki bilinmeyenleri dilim döndüğünce aktarabilmek ve ayrıca eğer ok , yay ile avlanmak isteyen hevesli arkadaşlar var ise onlara elimden geldiğince yardımcı olmak .Burada başka bir şey daha var buna da değinmeden geçmek istemiyorum söz heves etmekten açılmışken inanın ok ve yayınız her ne kadar son teknoloji ürünü dahi olsa onu elinize alıp incelemeye başladığınız anda ve yayınızı ilk çektiğinizde yıllar hatta binlerce yıllar öncesine götürüyor sizi en ilkel saldırı savunma ve av silahını yakından görmektesiniz yada artık ona sahipsiniz. . Bu işe heves ettiğimde sayın Ertuğrul Arda beyin çok yardımını gördüm bilgilerini aldım kendisi bu işin duayenlerinden sitemizin bir üyesidir. Ancak sanırım işlerinin yoğunluğu sebebiyle şu aralar aramızda göremiyoruz kendisine buradan tekrar saygılarımı sunmak istiyorum Beni çeken bir başka durum ise avınızla karşılaştığınızda mümkün olan en iyi atışınızı yapmak zorunda olmanız .. Bir gün Ertuğrul üstada en iyiler ikinci oku ne kadar sürede hazırlayabilir diye sorduğumda ban aynen şunu söylemişti .. İKİNCİ OKU UNUT ! ...
Ok ve yayla sürekte domuz avımı ? neden olmasın ? Tabi eğeeer…
- ---Yaauuvv!! Yeğenim onunla domuz mu vurulur diyenleri ve yayınızla oklarınızı incelemek isteyenleri hoş görü ile karşılayabilirseniz ve..
- kesin geçit noktalarında soğukkanlı davranıp iyi bir atış yapabilirseniz.
- Bu mümkün .
- Evet ok ile domuz, ayı , geyik, karaca, hatta afrikadaki büyük hayvanlar dahi vurulmakta işi ileri götürenler tavşan sülün ve çulluk gibi seri hareket eden av hayvanlarını vurabilmekte .Biraz ilgili arkadaşlar zaten bu avlarla ilgili video görüntülerini izlemişlerdir ahkam kesiyor gibi olmayım şimdi durduk yerde.
Sakın şaşırmayınız o adamların ok ile çulluk vurmasına. Başladığınızı ve o günden bu güne binlerce kez yay gerip ok saldığınızı bir düşünün . Bu sizi hareketli hedefleride kaçırmayan usta bir avcı yapar bence Ok ve yay ile av yapmasanız yada yapamasanızda sadece atış yapmak bile oldukça keyifli Üstelik aynı oklarla defalarca atış yapabileceğiniz için oldukçada ekonomik.
Ok ve yay edinmeden önce akla gelen ilk sorulardan biride Ertuğrul üstadında belirtiği gibi acaba becerebilirmiyim oluyor. Evet kesinlikle becerebilirsiniz ve üstad şunuda ekliyor tüfek kullanan pek çok kişi konuyu çabuk kavrıyor ve oku hedefe isabet ettirmesi hiç ateşli silah kullanmamış birisine göre daha kolay oluyor bendede öyle oldu ancak yayı alır almaz soluğu beden terbiyesinde aldım. Gençlik spor il müdürlüğü Kocaeli okçuluk şubesine gittim ve orada Rıdvan Uzuntaş hocamızdan(milli antrenör) atış tekniği ile ilgili ( evet bir teknik hadise söz konusu) ilk bilgileri ve eğitimi aldım ayarlamalar konusundada çok yardımcı oldular
ok ve yay ile avcılık konusunu farklı bir açıdan anlatmaya çalışacağım bu yazı sanırım oldukça uzun olacak bu sebeple ancak birkaç bölümde sizlere anlatabilirim diye düşünmekteyim.
Okçuluk ile ilgili lisans bile çıkarttım çünkü, eğer orada alacağınız eğitimi uzun tutmak istiyorsanız bu gerekli iki resim ve bir sağlık muayenesiyle işlem tamam oluyor lisanslı okçu bile oluyorsunuz genç arkadaşlarımız bölgelerindeki gençlik spor il md. baş vurup (eğer okçuluk şubeleri var ise ) milli okçu bile olabilirler tabi iyi bir çalışmayla ve sabırla bunun için gerekli teçhizat orada fazlasıyla var . Size bir program veriyorlar ve onun üzerinden antrenörler gözetiminde eğitime başlıyorsunuz . Buradan belli bir yaşın üzerindekiler bu eğitimi alamazlar sonucu çıkarılmasın benim gittiğim süre içinde bir hanım öğrenci kızı ile birlikte ders almaktaydı. Bu bizleri kahvehane köşelerinden kurtaracak başka bir uğraş aynı zamanda. Üzülüyorum yinede kahvehanelerin kötü bir şöhreti var sanki bu ülkede...
AVCILIK İÇİN UYGUN YAY TÜRÜ:
Günümüzde yaygın olarak kullanılan üç tür yay mevcut bunlardan ikisi geçmişten bu güne değişip yenilenerek gelen yay türü biri klasik yay olan RECURVE BOW diğeri halk arasında arbelet olarak bilinen CROSSBOW yani tüfek şeklinde olan yay türü üçüncüsüde makaralı olarak bilinen İngilizce COMPOUND BOW olarak adlandırılan ve ortaya çıkışı yeni sayılabilecek yay türü. İşte benim sözünü etmek istediğim yay türüde bu yani makaralı olan COMPOUND BOW .Ben klasik yay kullanmak istiyorum diyenler bir kenarda dursun kendi kullandığım yayı anlatmaya çalışayım sizlere .
Bu yay bence avcılık için en ideal olanı sistem olarak. Neden derseniz normal klasik bir yayı çekmeye başladığınızda önce hafif bir dirençle karşılaşırsınız oku serbest bırakacağınız yere gelene kadarda siz çektikçe bu direnç arttıkça artar . Buna doğru nişan alma ve kontrollü ok salıvermeyide saniye cinsinden eklediğinizde yay elinizde zangır zangır titremeye başlayabilir. Kısacası nişan alma pozisyonunda bekleme süreniz oldukça azdır . Ama makaralı yaylar öyle mi ya ! Makaralı yay ilk çekme esnasında bile oldukça serttir fakat okun salınacağı son noktaya gelindiğinde bu çekme kuvveti birden bire azalır yumuşar kuş gibi hafif hissedersiniz . Bunu size makaralar üzerindeki cam (kem) adı verilen düzenek sağlar yada kabaca makaralar sağlar diyelim kafa karıştırmayalım. Kısaca şöyle izah edelim çekme kuvvetini yüzde yüz olarak düşünürsek bu makaralar sayesinde bu kuvvetin % 65 ila % 80 i kullandığınız yayın özelliğine göre sizin üzerinizden alınır (buna yayın let off değeri adı verilmiş) ava yapacağınız atıştaki negatif unsurlar ve avınızın olası hareketlerinide böylelikle tolere etmiş olursunuz size atış için oldukça iyi bir imkan verir bu sistem yaylar. Başka bir artısıda
Tetik tertibatı olarak adlandırabileceğimiz bileğe geçenyada avuç içne alınan bir mekanizmanın size sağlayacağı hassas atışlardır Tercih edilen av tipi ise bileğe bağlanan tiptir. Klasik yaylarda üç parmak tekniği ile yay gerilip ok salındığı için hedefteki isabet oranı makaralı yaylardaki tetik mekanizmasına göre daha zordur . Fakat bazı avcıların makaralı yayları üç parmak tekniğiyle kullandıkları biliniyor birazda alışmak ve çalışmak ile ilgili bir durum beklide o kişiler tetik mekanizmasını yayın krişine oturtmakla geçen zamanı direk parmakla çekmek suretiyle ortadan kaldırmak istemiş olabilirler. Bu tetik mekanizmasınada ilerde değineceğiz. Konuyu resimlerle ve fotoğraflar ile desteklemeyi düşünüyorum.
Crossbow olarak tabir edilen yaylarsa hiç ilgimi çekmiyor doğrusu doldurulup ava çıkılan bir tüfekten farkı yok .Bir kere gerip kiltliyorsunuz yayı, oku yerleştirip bekliyorsunuz . Sonrası malum iyi bir atış öncesi kombinasyonu ve tetik düşürme. Fazla bir beceri gerektirmiyor. Hedefinizin uzaklığını hesap ettiğinizi varsayarsak. Zaten pekte tercih edilmiyor diğer ülkerde bu tür yaylar . Ülkemiz avcılık kanunlarındada kullanımı YASAK ! olan bir av silahı ayrıca.
Diğer yazımızda görüşmek dileğiyle. Hoşçakalın.. Sevgi ve saygılarımla.Gencer Korkut.
Orjinal Kaynak Site: http://www.domuzavcisi.com/modules.php?name=News&file=article&sid=54
****************************************
Yay ve Ok ile Avcılık
Bölüm: 2
Birinci bölümde av amaçlı kullanılan yay türlerinden bahsetmiş teknik detaylı bilgiler için adres göstermiştik. Şimdide makaralı yay ve ok ile avcılığı biraz daha açalım istiyorum.
HEDEFE NASIL ETKİ EDİYOR :
Hedefin bir canlı ve site içeriği itibarı ilede yaban domuzu olduğunu varsayalım .Bu anlamda makaralı yaylar gerçektende ölümcül birer silahtır.
-- sanıyorumki ardı ardına duran iki kişiyi rahatlıkla diğer tarafa gönderebilir henüz denemedim bir iki arkadaş var meraklı onları ikna etmeye çalışıyorum neyse efendim konuya dönelim
.
Yay sertlikleri yani çekme kuvvetlerine ve kullanılan ok değerlerine göre hızlarının belirlendiği iki standart var IBO ve AMO hızları .Bunlar katologlarda karşınıza ibo speed ve amo speed olarak çıkacaktır .Açılımları ve ne ifade ettiklerine girmeyeceğim. Sadece 280 ile 320 fps ibo hızındaki yaylar av için yeterlidir diyelim. Bu değerleri metre/ saniyeye çevirdiğinizde 85 – 97 m/sn. gibi bir hızla karşılaşıyorsunuz.Yivsiz tüfekle Ortalama 550 m/ sn. hızla namluyu terk eden bir tek kurşuna göre oldukça düşük . Yaydan fırlayan bir oku gözle takip etmeniz mümkün ancak av tipi ok uçlarının tahribatı gerçekten dehşet vericidir. Kemik gibi sert dokulara dahi gelseler hızlarından çok fazla bir şey kaybetmezler ve bu dokuları rahatlıkla parçalayarak yollarına devam ederler bu devam edişte okun izlemiş olduğu yol hava- av hayvanı- tekrar hava ve toprağa saplanma olarak son bulabilir . okun hayvana girişini ve verdiği tahribatı etkileyen pek çok unsur var kuşkusuz tıpkı av kurşunlarında olduğu gibi hız ağırlık ok boyu, ok ucu , yay sertliği gibi ayrıca rüzgar yağmur gibi dış etkenlerde buna dahil.
Ben ok seçim tablosunda 2315 olarak adlandırılan aluminyum alaşımlı 29 ınc. XX78 tip şaft kullanıyorum bu şafta uygun uç seçimini kendiniz yapıyorsunuz ben yay ve ok takımını 2 el olarak aldığım için uçlar oklarla birlikte geldi.
Resimdede görüldüğü üzere bu uçlar av için üretilmiş olan uçlar bunların değişik versiyonlarından bir hayli var . Bu okun ucu toplam 7 parçadan oluşuyor kesici 3adet ağız, uç kısımdaki sivri ve sert çelik bölüm , bunları bir araya getiren gövde ve alt kısımda şaft a bağlanan bölümdeki iki adet küçük pul. Sağdaki resimde görüldüğü gibi.tabi bu uçların bir dezavantajıda yekpare uç tipinde olmayışı . Tek parçadan oluşan uçlarda mevcut
Kullanmış olduğum okun boyu 79.5 cm ucuyla birlikte ağırlığıda 32-33 g.r gelmekte elinize aldığınızda çok hafif geliyor.Hedefe atış tekniğini öğrendiğim eğitmenim Rıdvan bey okun vurduğu noktaya 350 kgf basınç yaptığını söylemişti bu her makaralı yay ve ok kombinasyonu için farklı olsada çok büyük farklar yok sanırım aralarında gerçektende bu basınç bir yaban domuzunu doğru noktaya yapılan bir atışla etkisiz kılabilir. Toplu iğneyi bir domatesin üstüne biraz batırıp parmağınızla hafifçe ileriye ittiğinizi düşünün rahatça içeri girecektir. Uçların önemi burada ortaya çıkıyor. Sivri kırıcı ve kesici maket bıçağının keskinliğinde ve inceliğinde kesici ağızlar. elinizi sürmeye bile çekindiğiniz bir keskinlik söz konusu. İşte bu keskinlik ve delicilikten sebep kalp ve ciğer atışı yapmış olsanız dahi hayvan aniden fırlayıp kaçıyor. Kalp atışı yapıldıysa çok fazla gidemediği biliniyor Olduğu yere yığılan tek bir video gördüm bu güne kadar genelde ne olduğunu anlamadan olay yerinden uzaklaşıyorlar. Ama kesin ölüm sanki uzun ve keskin bir bıçak bir taraftan girip diğer taraftan çıkıyormuş gibi . Kendim bizzat şahit oldum iyi bir atış yapamamıştım sırt bölgesinin 5 cm kadar altından okun saplanıp kaybolduğunu gördüm halada kayıp o kadar aradım ormanda ama bulamadım orta kalitede bir ok 10-15 dolar civarı gitti gider artık yapacak bir şey yok.
Bu yaylarında üzerinde bir gez ve arpacık var yada arpacıklar var demek daha doğru olacak .Gez küçük bir plastik parçanın kiriş üzerine bağlanması ile oluşuyor tabi sizin ölçülerinize göre bu plastik parça ortasından delinmiş vaziyette yay gerilmiş değilken yaklaşık 45 derecelik bir açıyla kiriş üzerine bağlı durumda siz yayınızı gerdiğinizde bu 45 derecelik açıdaki delik göz hizanıza yere paralel duruma geliyor sağ el kullanan bir atıcı olduğunuzu düşünürsek sol gözünüzü kapatıp bu deliğin içinden kabze ( RISER ) üzerindeki belirli aralıklarla üst üste dizilmiş ( 3 veya daha fazla olabilir) arpacıklardan birini ( PIN ) bu deliğin ortasına getirmek suretiyle nişan alıyorsunuz.arpacıklar sizin yapmış olduğunuz atış mesafesine göre seçiliyor 3 arpacık kullanıyorsunuz diyelim bunlardan en üstte olanı 25 metreye onun altındaki 35 metreye ve en alttakide 50 metreye ayarlanmış şekilde olabiliyor sizde avınızın o anki uzaklığına göre bu arpacıklardan birini seçip atışınızı ona göre gerçekleştiriyorsunuz.
Burada Ertuğrul üstad derki; mesafe tahmini ok ile avcılık için olmasa olmazlardandır . örneğin 20 metrede 1 metre yanılabilirsiniz ancak mesafe uzadıkça 60-70 metrelerde örneğin yanılma payınız cm lerle ifade edilir. Buda okun havada geniş bir kavis çizerek çabuk düşüşe geçmesinden kaynaklanır bu düşüşü yay üzerindeki arpacık ve gez bizim için hesap eder . Bize düşen hangi mesafede olduğumuzu iyi kestirip uygun arpacığı seçmekten ibaret .aksi halde alt veya üst vurmanız kaçınılmazdır .. der üstad ve bir başka önemli hususta av uçlarıyla antrenman uçlarının ağırlığının aynı olması gerektiğidir, aksi halde avda sizi yanıltabilir. Antremen uçları jilet tip olmayıp field point veya combo point olarak adlandırılan uçlardır. Tükenmez kalem uçlarını andıran görünüşleri vardır. Oklar serbest düşüşte bile çok tehlikelidirler bu sebeple okçulukta havaya ok bırakmak kesinlikle yasaktır. Bunlara güvenlik ile ilgili bölümde tekrar değineceğiz.
Doğru bir şekilde salınan okun neler yapabileceğini az çok anlatmaya çalıştık .Ok ile avcılık daha çok gece beki gibi az çok durağan hedefler için ideal ancak burada bir sorun var . Gece yeterli ışığınız yoksa ( aydan bahsediyorum) gez ve pinleri net olarak seçemiyorsunuz ışık var ise pinler fiber optik kablolar ile donatılmış olduğundan parlama yapıyor ve rahatlıkla hedefe oturtabiliyorsunuz pinler kırmızı sarı ve turuncu olarak sıralanmış gece karışıklığa meydan vermemek için. Pinlerin daha güçlü ışık veren tipleride var kuşkusuz bunlarıda yabancı sitelerden bulup getirtmeniz mümkün.
Orjinal Kaynak: http://www.domuzavcisi.com/modules.php?name=News&file=article&sid=56&mode=&order=0&thold=0
*******************
Şampiyon Okçu Oyunu : http://www.stickpage.com/championarchergameplay.shtml
Perşembe, Ağustos 02, 2007
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
ARŞİV ( Aradıklarınızı Bulun )
-
►
2015
(1)
- ► Mayıs 2015 (1)
-
►
2013
(4)
- ► Ağustos 2013 (1)
- ► Haziran 2013 (2)
-
►
2012
(16)
- ► Kasım 2012 (2)
- ► Eylül 2012 (1)
- ► Ağustos 2012 (1)
- ► Temmuz 2012 (1)
- ► Mayıs 2012 (2)
- ► Nisan 2012 (1)
- ► Şubat 2012 (4)
-
►
2011
(10)
- ► Aralık 2011 (1)
- ► Kasım 2011 (1)
- ► Temmuz 2011 (1)
- ► Haziran 2011 (1)
- ► Şubat 2011 (1)
-
►
2010
(13)
- ► Aralık 2010 (3)
- ► Eylül 2010 (1)
- ► Ağustos 2010 (1)
- ► Temmuz 2010 (2)
- ► Haziran 2010 (2)
- ► Nisan 2010 (2)
-
►
2009
(10)
- ► Eylül 2009 (1)
- ► Ağustos 2009 (2)
- ► Haziran 2009 (3)
- ► Mayıs 2009 (2)
-
►
2008
(26)
- ► Ağustos 2008 (2)
- ► Haziran 2008 (1)
- ► Mayıs 2008 (4)
- ► Nisan 2008 (3)
- ► Şubat 2008 (3)
-
▼
2007
(21)
- ► Aralık 2007 (4)
- ► Kasım 2007 (4)
- ► Eylül 2007 (1)
- ► Temmuz 2007 (1)
- ► Haziran 2007 (3)
- ► Nisan 2007 (1)
-
►
2006
(4)
- ► Aralık 2006 (1)
- ► Kasım 2006 (2)
Okçuluk ve Fatih
Rekor Kırdı, Hayatını Kurtardı :
Özbay Güven, Osmanlı Devleti'nin sporcuyu anında ödüllendirdiğini de belirtiyor. "Osmanlı sporcuyu hem korur, hem de anında mükafatlandırırdı. Osmanlı'nın sporcuya değer vermesini size bir örnekle anlatayım. Solak Sinan Subaşı, Fatih Devri'nin en büyük kemankeşlerinden birisiydi. Okmeydanı'nda da 1200 gezin üzerinde iki rekoru vardı. Sinan Subaşı, Silifke Kalesi'nin komutanıyken Karamanoğulları kaleyi ele geçirince Fatih öldürülmesi için ferman verdi. Fakat o sıralarda Sinan Subaşı rekorlar kırdığı için padişah kendisini affederek 'Kanını menziline öndül (ödül) koydum' dedi".
Fatih'in Oku :
Ayasofya'ya girdikten sonra Fatih , bir ok çekip '' alametim olsun '' diyerek Ayasofya kubbesinin ta ortasına attı.Bu okun yeri halen görülmektedir.
( Evliya Çelebi Seyehatnamesi 1.Cilt Syf:76,Çeviren : Mehmet ZILLİOĞLU )
Özbay Güven, Osmanlı Devleti'nin sporcuyu anında ödüllendirdiğini de belirtiyor. "Osmanlı sporcuyu hem korur, hem de anında mükafatlandırırdı. Osmanlı'nın sporcuya değer vermesini size bir örnekle anlatayım. Solak Sinan Subaşı, Fatih Devri'nin en büyük kemankeşlerinden birisiydi. Okmeydanı'nda da 1200 gezin üzerinde iki rekoru vardı. Sinan Subaşı, Silifke Kalesi'nin komutanıyken Karamanoğulları kaleyi ele geçirince Fatih öldürülmesi için ferman verdi. Fakat o sıralarda Sinan Subaşı rekorlar kırdığı için padişah kendisini affederek 'Kanını menziline öndül (ödül) koydum' dedi".
Fatih'in Oku :
Ayasofya'ya girdikten sonra Fatih , bir ok çekip '' alametim olsun '' diyerek Ayasofya kubbesinin ta ortasına attı.Bu okun yeri halen görülmektedir.
( Evliya Çelebi Seyehatnamesi 1.Cilt Syf:76,Çeviren : Mehmet ZILLİOĞLU )
Okçuluk Bir Ata Sporudur
Okçuluk insanlığın varoluşuyla birlikte doğmuştur.Türkler ok ve yayı hem sanatsal hem de teknolojik açıdan ele alıp günümüze kadar getirmişlerdir.Osmanlı'larda okçuluk zirveye çıkmış ; top menzilinin 600 m. olduğu zamanlarda osmanlı okları 800 m.yi geçiyordu. Devamı...>>
Hakkımda
- Rıdvan Uzuntaş ;
- KOCAELİ, İzmit, Türkiye
- 1968 doğumluyum.Beş yaşından beri ok atıyorum, 1981 yılında 13 yaşımda lisanslı olarak resmi anlamda okçuluk sporuna başladım.1987 yılından itibaren okçuluk antrenörlüğü yapıyorum.Milli Takım Antrenörlüğü yaptım; on tane antrenör, iki bölge antrenörü ve bir milli takım antrenörü ayrıca bir çok milli sporcu yetiştirdim.Sporcularım rekorlar kırıp, sayısız şampiyonluklar kazandı.İktisat fakültesi mezunuyum.1990 yılından itibaren kadrolu okçuluk antrenörü olarak görev yapmaktayım.1991 yılından bu yana da Türk-Osmanlı Okçuluk Tarihi ve olimpik bir spor dalı olan günümüzdeki Okçuluk Sporu hakkında araştırma yapmaktayım. Okçuluk Türklerin ilk ata sporudur ve ben de okçuluk sporunu çok seviyorum,okçuluğun yayılıp gelişmesi için çalışıyorum, bu nedenle Türk okçuluğunu hakkettiği yere getirmek için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. -He was born in 1968 -Turkey.He has begun archery in 1981. Since 1987 he has been archery trainer. He has worked as Turkish National Team Trainer; educated many archers and already continue to this nice and hard job; studied Economy. He was born to be an archer ; try his best to develop archery in Turkey and World.