Pazartesi, Ekim 12, 2009

TRT 'nin Spor Kanalı Yolda

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, 24 saat yayın yapacak spor kanalının hazırlıklarını sürdürdüklerini, öneri götürecekleri spor federasyonlarının mali yüke katılması halinde bu alanda yayın yapacak çok güçlü bir kanalın faaliyete gireceğini söyledi.
TRT, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Denizli Belediyesi arasında ilki düzenlenecek Uluslararası Geleneksel Türk Spor Oyunları'na ilişkin protokol, Rixos Oteli'nde düzenlenen törenle imzalandı.
Burada konuşan Şahin, TRT olarak spora büyük önem verdiklerini ve her alanını desteklemeyi hedeflediklerini ifade etti.
TRT bünyesinde bir spor kanalının kurulması için çalışmalara başladıklarını açıklayan İbrahim Şahin, ancak TRT'nin bunun mali yükünü tek başına kaldıramayacağını belirtti. Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül'e bu konuyla ilgili bir öneri getirdiğini anlatan Şahin, şöyle konuştu:
''Federasyonlar artık özerkleşti, aşağı yukarı bütün federasyonların da bu anlamda tüzükleri de yayınlandı. Federasyonların gücü nispetinde onlara belirli miktarlarda eski tabirle 'salma' salalım. Yani, bu şekilde bu kanalın parasal yükünü ortadan kaldırırsak TRT olarak gerek arşivimizdeki gerek şu anda yayınlamakta olduğumuz spor organizasyonlarıyla birlikte çok güçlü bir kanal ortaya çıkarabiliriz.
Sayın Gençlik ve Spor Genel Müdürümüze huzurunuzda teşekkür ediyorum. Kendileri çok candan kabul ettiler. Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız da bu işe çok sıcak bakıyor. Tüm federasyon başkanlarını TRT'nin ev sahipliğinde toplayarak onların görüşlerini alacağız. Eğer federasyon başkanları, bu organizasyon için 'biz mali yüküne katılıyoruz' derlerse 24 saat spor yayını yapan çok güçlü bir kanalı kurmak için çalışmalara başlayacağız.''
Şahin, spor kanalına ilişkin bir tarih belirlenip belirlenmediğine ilişkin soru üzerine de, ''Biliyorsunuz TRT 2 ayda bir kanal açıyor. Bizim için karar verilirse 2 ay sonra spor kanalını da faaliyete sokarız'' karşılığını verdi.
Öncelikle federasyonlardan olumlu yanıt almalarının önem taşıdığını dile getiren Şahin, ''Çünkü, en ağır yükü federasyonlar yüklenecek, parayı verecek olan da onlar. Onun için de federasyonların 'evet' demesini sağlamamız lazım. Ondan sonra karar vereceğiz'' diye konuştu.
TRT bünyesinde 2 kanalı daha hizmete açacaklarını da duyuran Şahin, turizm ve belgesel kanalının 17 Ekimde, müzik kanalının ise 30 Ekimde seyirciyle buluşacağını kaydetti.
-''JAPON GÜREŞİNİ DÜNYA TANIYOR''-
TRT kanallarında kültüre önem verdiklerini ve tanıtımı için çaba gösterdiklerini dile getiren Şahin, ''Bazen kendi kültürümüzü benimsemiyoruz. Ama şimdi Balkanlar'a gidin, Türk cumhuriyetlerine gidin, oradaki eğlence merkezlerinde bizim şarkılarımız, türkülerimiz okunuyor'' dedi.
Bu amaçla geleneksel spor oyunları organizasyonuna da destek verdiklerini anlatan Şahin, Türk ata sporlarının tanınması gerektiğini söyledi. Bazı ulusların kendi sporlarını en iyi biçimde dünyaya tanıttıklarına işaret eden Şahin, ''Japonların bir Japon güreşi var, bunu canlı yayınlıyorlar ve tüm dünyaya kabul ettirdiler. Bizim ata sporumuz olan yağlı güreşleri sanki yavaş yavaş unutuyoruz ve biraz da böyle hafife alıyoruz. Halbuki, çok önemsenmesi gerekli bir spor organizasyonudur'' diye konuştu.
Şahin, ''Amerikan futbolu ABD'de film ve televizyon dizilerinde çok fazla gösterildi ve tüm dünyanın kabul ettiği bir spor haline geldi. Geleneksel sporlarımızı da TRT'deki dizilerde lanse edebilir miyiz?'' sorusu üzerine de, ''Bunların bir şekilde senaryoya yedirilmesi gerekiyor. Yazılması gerekiyor ki oynayalım. Tabii ki bunlara yer veririz. Önemli olan bilgi, daha sonra ilgi, sonra da onu ekranlara taşımaktır'' yanıtını verdi.
-YAĞLI GÜREŞLERDEN GÖKBÖRÜ'YE...-
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül de dünyanın pek çok ülkesinin kendilerine özgü sporlara ilişkin büyük organizasyonlar düzenlediğini anımsattı. İsrail'de düzenlenen Maccabi Oyunlarının dünyanın değişik yerlerindeki Musevileri bir araya getirdiğini ifade eden Akgül, Türk geleneksel sporlarının da aynı biçimde tanıtılabileceğini belirtti.
Bu amaçla yıllardır özellikle Türk dünyasında ilgi gören ve büyük seyirci çeken geleneksel sporların geniş kapsamlı bir organizasyonla oyunlara dönüştüğünü anlatan Akgül, Uluslararası Geleneksel Türk Spor Oyunlarının TRT, Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile Denizli Belediyesi'nin işbirliğiyle 2010 yılının Mayıs ayında gerçekleştirileceğini kaydetti. Sporların yayın haklarının TRT'de bulunduğunu belirten Akgül, bu oyunlarla ülkeler arasında işbirliğine de daha geniş bir zemin sağlanacağını ifade etti.
Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi ise bu organizasyona ev sahipliği yapmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. Türk ata sporlarının binlerce yıllık geçmişinin bulunduğuna işaret eden Zeybekçi, ''Bu organizasyon, eski sporları insanımıza yeniden hatırlatacaktır'' diye konuştu.
Organizasyon kapsamında, gökbörü, cirit, yağlı güreş, aba güreşi, kuşak güreşi, at üstünde okçuluk, menzil okçuluğu, aşık ve çevgan sporlarına ilişkin müsabakalar düzenlenecek.
- 02 Ekim 2009, Cuma
- Kaynak :
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=898550&title=trtnin-spor-kanali-yolda

Okçuluk ve Fatih

Rekor Kırdı, Hayatını Kurtardı :
Özbay Güven, Osmanlı Devleti'nin sporcuyu anında ödüllendirdiğini de belirtiyor. "Osmanlı sporcuyu hem korur, hem de anında mükafatlandırırdı. Osmanlı'nın sporcuya değer vermesini size bir örnekle anlatayım. Solak Sinan Subaşı, Fatih Devri'nin en büyük kemankeşlerinden birisiydi. Okmeydanı'nda da 1200 gezin üzerinde iki rekoru vardı. Sinan Subaşı, Silifke Kalesi'nin komutanıyken Karamanoğulları kaleyi ele geçirince Fatih öldürülmesi için ferman verdi. Fakat o sıralarda Sinan Subaşı rekorlar kırdığı için padişah kendisini affederek 'Kanını menziline öndül (ödül) koydum' dedi".

Fatih'in Oku :
Ayasofya'ya girdikten sonra Fatih , bir ok çekip '' alametim olsun '' diyerek Ayasofya kubbesinin ta ortasına attı.Bu okun yeri halen görülmektedir.
( Evliya Çelebi Seyehatnamesi 1.Cilt Syf:76,Çeviren : Mehmet ZILLİOĞLU )
- Okçuluk antrenmanları; mutlaka bir antrenör eşliğinde ,emniyet tedbirleri alınmış güvenli bir alanda ve kimseye zarar vermiyecek bir şekilde, yapılmalıdır.
KENDİNİZE DEĞER VERİN : A K R A F M C A N L I Y A Y I N

Okçuluk Bir Ata Sporudur

Okçuluk insanlığın varoluşuyla birlikte doğmuştur.Türkler ok ve yayı hem sanatsal hem de teknolojik açıdan ele alıp günümüze kadar getirmişlerdir.Osmanlı'larda okçuluk zirveye çıkmış ; top menzilinin 600 m. olduğu zamanlarda osmanlı okları 800 m.yi geçiyordu. Devamı...>>

Hakkımda

Fotoğrafım
KOCAELİ, İzmit, Türkiye
1968 doğumluyum.Beş yaşından beri ok atıyorum, 1981 yılında 13 yaşımda lisanslı olarak resmi anlamda okçuluk sporuna başladım.1987 yılından itibaren okçuluk antrenörlüğü yapıyorum.Milli Takım Antrenörlüğü yaptım; on tane antrenör, iki bölge antrenörü ve bir milli takım antrenörü ayrıca bir çok milli sporcu yetiştirdim.Sporcularım rekorlar kırıp, sayısız şampiyonluklar kazandı.İktisat fakültesi mezunuyum.1990 yılından itibaren kadrolu okçuluk antrenörü olarak görev yapmaktayım.1991 yılından bu yana da Türk-Osmanlı Okçuluk Tarihi ve olimpik bir spor dalı olan günümüzdeki Okçuluk Sporu hakkında araştırma yapmaktayım. Okçuluk Türklerin ilk ata sporudur ve ben de okçuluk sporunu çok seviyorum,okçuluğun yayılıp gelişmesi için çalışıyorum, bu nedenle Türk okçuluğunu hakkettiği yere getirmek için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. -He was born in 1968 -Turkey.He has begun archery in 1981. Since 1987 he has been archery trainer. He has worked as Turkish National Team Trainer; educated many archers and already continue to this nice and hard job; studied Economy. He was born to be an archer ; try his best to develop archery in Turkey and World.

Beğendiğim Kitap : Zen ve Okçuluk


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

free counters